YUSUF MAHMUTOĞLU: "ATATÜRK ANNEMİN KÖYÜNDEN


Sakarya'da "mali müşavir / muhasebeci" denilince akla ilk gelen üç-beş isimden birisidir Yusuf Mahmutoğlu (1). Kardeşi Hüseyin ile birlikte 35 yılı aşkın süredir "Hakollar Muhasebe" adıyla hizmet vermektedir şehrimizde. Kısa adı SMMMO olan Sakarya Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası'nın da kurucularından ve ilk başkanı olan Yusuf Mahmutoğlu Makedonya'nın Novak köyünden göçen Hakkı amcanın çocuğudur. Diğer yandan aynı camianın popüler isimlerinden ve başkanlarından merhum Halil Kocacık'la da teyze çocuğudur.
Bir gün sohbet sırasında "Fahri biliyor musun, bizim aslımız Karaman Yörüğüdür, Atatürk de annemin köyü Kocacık'tandır" dedi. İlginç, pek de bilinmeyen duyulmayan bir iddiaydı bu. Başladık konuyu araştırmaya...

"AT PİŞTOVU DEBRELİ HASAN, DAĞLAR İNLESİN"

Tarih, 24 Ağustos 2007. Irmak Dergisi adına düzenlediğimiz 4. Balkan Kültür Gezisi çerçevesinde yolumuz Debre'ye düştü. Debre hani şu "at piştovu Debreli Hasan, dağlar inlesin" türküsündeki meşhur Debre, Makedonya'nın kuzey batısında, Arnavutluk sınırına yakın 20-25 bin nüfuslu, Arnavut Müslümanlardan oluşan bir ilçe.
V harfini hatırlatan ince uzun (büyükçe bir nehir şeklinde) bir gölün (aslında göletin) kenarında kurulmuş, ortasında büyükçe bir İskender heykeli bulunan, şirin mi şirin bir ilçe Debre.
Debre'ye kadar gelip de, Adapazarı'nda yaşayan binlerce hemşehrilerimizin köyüne Kocacık'a, üstelik Gazi Mustafa Kemal'in köyü olduğu iddia edilen bu köye gitmemek olur mu? Olamaz elbet.
Düşüyoruz kargacık burgacık köy yollarına. 8-9 km mesafede olduğunu öğreniyoruz.

BİZİ KOCATÜRK DERNEĞİ KARŞILIYOR

Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman, Adasu Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer İşçioğlu ve eşi, Daire Başkanı Nurşen Gürarda, Şair / öğretmen İbrahim Açılan, şair Yusuf Mısırlıoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup Adapazarlı, dolambaçlı dar yolardan ve 4-5 köyden geçerek köye varıyoruz. Solda eski bir köy evinin cephesindeki bir yazı dikkatimizi çekiyor: Kocatürk Derneği. 80-10 haneli Kocacık Köyü ilkokulu önünde bizi bir öğretmen karşılıyor. Adı Sabahattin Sezayir (2). Hal hatırdan sonra "can alıcı soruyu" soruyorum: "Atatürk gerçekten bu köyden mi hocam?"
Sabahattin Sezayir, bize karşımızdaki yüksek bir tepeyi ve eteklerini gösteriyor: "Buyurun Taşlı Mahalleye geçelim". Yaklaşık on dakika kadar yürüyoruz. Hafif engebeli bir arazi üzerinde, 5-6 hanenin bulunduğu küçük bir köye geliyoruz.

ATATÜRK'ÜN DEDESİNİN EVİNDEYİZ

Sabahattin Sezayir hocaya kulak veriyoruz: "Ben 1966 yılından bu yana bu köyde öğretmenim. O zaman Mülazim Amca (60 yaşında), Şahin Değirmenci (70), Abdurrahman Osman (70), Güldane Elmas (70), Hatice Arif (70) adlı büyüklerimden bazı bilgiler aldım. Bu şahıslar bu köyde 1895-1905 yıllarında doğmuş büyüklerimizdi. Onlardan dinlediklerimin ortak fikri şudur: Kocacık Taşlı Mahalle Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin köyüdür. Ali Rıza Efendi, şu anda üzerinde bulunduğumuz yerdeki evde dünyaya gelmiştir. Kalenin karşısındaki evde. Atatürk'ün dedesi Kırmızı Sakallı Ahmet Hafızdır. Çiftçilikle geçinmekte bir yandan da hafız olduğundan köydeki çocukları eğitmektedir. Bütün Kocacık köyü olduğu gibi, Atatürk‘ün ailesi de Konya Karaman Türklerindendir, yani Yörüktür. Ali Rıza Efendi, 1870'lerde ilkin Drama'ya göçmüş, herkes oraya gidermiş çünkü. Sonra Selanik'e göçmüş. Kerestecilik, gümrük memurluğu yapmış orada, bunları ben hep köyün büyüklerinden dinledim. "


"KOCACIK 900 HANEYKEN GÖÇLERLE 60 HANEYE GERİLEDİ"

Sezayir Hocaya bölge hakkında bilgiler soruyoruz. Cevaplıyor: "Yukarı Jupa yani Kocacık yöresi, şu anda 6 köyden oluşmaktadır: Kocacık (60 hane), Novak (220 hane), Elessa (30 hane), Dılgaş (22 hane), Brestanik (22 hane), Pralenik (30 hane). Bu köyler 1912'ye kadar çok büyük köylermiş. Yalnız Kocacık 600 hane imiş. 1912 ve 1955 yıllarında Türkiye'ye göçlerle bugün 60 haneye düşmüş. Bu köylerin tamamı Türk'tür. Tamamı Konya-Karaman Yörükleridir. Halen hepsinde de Türkçe konuşulur."
Sabahattin Sezayir bir hazine gibi; konuştukça aydınlatıyor bizleri. Dinliyoruz... "Köyün adı Kocacık, adını şu gördüğünüz tepedeki kaleden alır. Kale 3. Osmanlı padişahı I. Murat (Hüdavendigar) tarafından 1380'lerde Rimlerden (Romalılardan) alınmıştır. Yine II. Murat 1443'de ve 1448'de iki kez bu kalede İskender beyle savaşmış, kaleyi geriye almış. Yani bu köyde, bu kalede üç büyük cenk, üç büyük savaş olmuş. Bu büyük cenklerden ötürü buraya Koca Cenk denmiş, bu kelime zamanla Kocacık'a dönüşerek köyün adı haline gelmiş."

"UNESCO'NUN DESTEĞİYLE ATATÜRK'ÜN BABASININ EVİNİ YENİDEN YAPIYORUZ"

Verdiği değerli ve önemli bilgilerle bizleri aydınlatan Sabahattin Sezayir öğretmene iki sorumuz var: "Atatürk'ün bu köye geldiğini duyan bilen var mı?" Sezayir, "Atatürk'ün Kocacık'a geldiğine dair her hangi bir rivayet mevcut değildir. Ancak Ali Rıza Efendinin defalarca geldiği söylenirdi" şeklinde cevaplıyor. İkinci sorumuz ise: "Atatürk'ün dedesinin evinin olduğunu söylediğiniz yerde bir bina mevcut değil. Neden?"
Sabahattin Hoca cevaplıyor: "Atatürk'ün dedesinin evi benim köye geldiğim 1966 yılında, taş temelleri bulunan bir evdi. Böyle insan boyunda alt kat duvar taşları vardı. Zaten mahallenin adı da Taşlı mahalledir. Zamanla temeller yok oldu. Biz de geçen sene bir girişimde bulunduk, büyüklerin anlattığı gibi evi yeniden yapmak istedik. Projelendirdik, Üsküp'teki Türkiye Büyükelçimize başvurduk, ilgilenmedi. Bize "Atatürk'ün Kocacıklı olduğuna dair belge getirin" dedi. Affedersiniz, belgeyi biz mi bulacağız Büyükelçilik mi yani? UNECO'ya başvurduk, projemiz onaylandı. UNESCO projeye 25 bin dolar katkı sözü verdi. Ağlasak mı gülsek mi bilemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun babasının eviyle UNESCO ilgileniyor da, Türk Büyükelçiliği adeta bizi kovuyor. Kısmetse yakında evi aslına uygun olarak yapmaya başlıyoruz. Atatürk'ümüze lâyık bir müzeye dönüştürmek istiyoruz."

KAYNAKLARDA ATATÜRK VE KOCACIK

Eldeki kayıtlara göre; 950 tarih ve 82 numaralı İl yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469 numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır. Bunların Müslüman Oğuz Türk'ü Yörük Türkmen boylarından oluşan ailelerinin kimler olduğunu kayıtlarda belirtmektedir. İşte bu kayıtlarda, Ulu Önder Atatürk'ün atalarının, Anadolu'dan Konya yöresinden geldiği yazılmaktadır. Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır Vilayeti'nin derbei bala sancağına bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi derlerdi.Kocacık Nahiyesinin tamamen Türk'tür. Atatürk kocacık Nahiyesine yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Hafız Ahmet Efendi'nin saçları kırmızı olduğu için adına "Kırmızı Hafız Efendi" derlerdi. Ulu Önder Atatürk'ün dedesi kırmızı Hafız Efendi kocacık Nahiyesinde ilkokul eğitmenliği yapmakta idi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi de bu kocacık nahiyesinde dünyaya geldi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendiye Alüş Efendi derlerdi. Kocacık nahiyesi tamamen Türk'tü. Burada yerleşenlerin çoğu Aydın ve Konya yöresinden gelen Türklerdir. Hatta bu aileler Yörük Türkmenleridir. Bu Yörük Türkmenlerinin Tanrıdağı ve Karagöz olduğu yukarıda adı geçen il yazıcı defterinde kayıtlı bulunmaktadır. Keza yine belgelerde Aktan ve naldöken Yörüklerinde buralarda bulunduğu yazılmaktadır. Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri unvanı verildiği yazılmaktadır. Bu Türklere miri, Yörülen Türkmenlerden denilmekteydi. Ulu Önder Atatürk öz be öz Türk olup, Konya ve Aydın yörelerinden gitme çok asil bir ailenin evladıdır." (3)

ATATÜRK : "ATALARIM YÖRÜK TÜRKMENLERDENDİR"

Atatürk, Türklüğüyle ve soyuyla ilgili olarak şunları söylemiş bulunuyor:
"Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklükten başka bir şey değildir."(4)
"... Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım (dır)" (5)
Atatürk, soyunu açıklarken bunu da vurgular:
".... Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenlerdendir." (6)
M. Kemal'in Selanik'te mahalle ve okul arkadaşı, Kütahya Milletvekillerinden Mehmet Somer (1882-1950):
"Atatürk'ün ataları hakkında benim bildiğim şunlar: "Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır vilayetinin Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık nahiyesine yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in ihtiyarlarından duymuştum. Kocacıklıların hepsi öz Türkçe konuşurlar. İri yapılı adamlardır. Bunların hepsi Yörük'tür... Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerine benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır." (7)

KOCACIKLI NUMAN KARTAL: "ALİ RIZA EFENDİ BİZİM KÖYDENDİR"

Milliyet Gazetesinden Altan Araslı, Kocacık köyüne giderek bir araştırma yapar ve köylülerle konuşur.
Kocacıklı Numan Kartal'ın aktardıkları: "Ali Rıza Efendi, Manastır vilayetinin Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık'ta dünyaya gelir. Kocacık'ın nüfusu tamamen Türk'tür. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan geldiler. Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen boyundanız." (8) 1993 yılında Kocacık'a giden Altan Araslı, Kocacık'a gidip konuyu araştırmış, konuyla ilgili olarak köyün bir çok ileri geleniyle görüşmüş. Köyden Murat Ağa, Araslı'ya şunları söylüyor: "Atatürk'ün dedesinin adı Kırmızı Hafız Ahmet Efendidir. Lakapları böyle. Ama asıl hafız olan kardeşi Mehmet Efendidir. Atatürk'ün babaannesinin adı da Ayşe Hanımdır. Daha sonraları Ahmet Efendiye "Firarî" denmeye başlamış, Firari Rumeli'de gurbete çıkan anlamına gelmektedir." (9)

ATATÜRK KOCACIKLI AKRABALARIYLA ÖLENE KADAR GÖRÜŞMÜŞ

Konu hakkında geniş bir araştırma yapan Yrd.Doç.Dr. Ali Güler, kitabında topladığı bilgileri şöyle özetlemektedir: "Mevcut bilgilere göre Atatürk'ün baba soyu Konya/Karaman'dan göçülerek Makedonya'ya gelmişlerdir. Manastır Vilayetine bağlı Debre-i Bala Sancağı'na yerleşen aile, takriben 1830'larda Selanik'e göçmüştür. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi, burada takriben 1839'da dünyaya gelmiştir. Babası Kızıl Hafız Ahmet Efendidir. Kızıl Hafız Ahmet Efendinin Kızıl Mehmet Emin Efendi isminde bir erkek, bir de Nimeti hanım isminde iki kardeşi vardır. Atatrük'ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi tarafından devam etmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Bunun oğlu Salih Efendi ve ikinci eşi Müberra hanımdan devam eden aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor. Belgelerden Atatürk'ün Müberra hanıma "yenge" şeklinde hitap ettiğini biliyoruz. Bunların beş çocuğundan birisi olan Necati Erbatur, 28 Eylül 1927'de Dolmabahçe Sarayı'nda nişanlanmış; diğer çocukları Vüsat Erbatur'un kızı Nesrin Hanım ile Feridun Söğütlügil'in nikahları 2 Ekim 1937'de Park Otel'de yapılmış ve Atatürk bu nikah törenine katılmıştır."(10)

Netice: Kocacık'ın, Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin köyü olduğu, akrabalarının bulunduğu, köyün çok büyük bir bölümünün 1924- 1960 arası Adapazarı Serdivan'a göçtükleri kesin gibi görünüyor.
Evet; Adapazarlılar olarak şunu söyleyebiliriz: Atatürk'ün uzak akrabaları ve komşuları aramızda dolaşıyor.

----
1) Yusuf Mahmutoğlu, 1954 Debre Novak köyü doğumlu. 1956'da Adapazarı'na göçtüler. Eskişehir İTİA'da son sınıfa kadar okudu, evli, üç çocuk babası, halen mali müşavirlik yapmaya devam ediyor, kendisiyle 20 Ağustos 2002'de yaptığımız sohbette anlattıklarından,
2) Sabahattin Sezayir, 1948 Pralenik köyü doğumlu,öğretmen Asiye hanımla evli, 2 çocuk babası, 1966 yılından bu yana Kocacık köyü ilkokulunda öğretmenlik yapıyor. 24.08.2006 tarihinde Kocacık Taşlı Mahallede bize anlattıklarından,
3) Başbakanlık Eski Müşaviri Şecaattin Zenginoğlu'nun "Bilgi Çağındaki Türk Gençliğinin Yükselen Sesi-1999" isimli kitabı,
4) Bozkurt, Mahmut Esat; Yakınlarından Hatıralar, Sel Yayınları, İst., 1955, s.95,
5) Egeli, Münir Hayri; Atatürk'ten Bilinmeyen Hatıralar, İst., 1959, s.69,
6) E.B.Şapolyo, a.g.e.den aktaran Güler, Ali a.g.e. s.27, 28
7) E.B. Şapolyo, a.g.e.den aktaran Güler, Ali, a.g.e. s.28, Türk Parlamento Tarihi 1931-1935, c.11, Ank.1996, s.402,
8) Altan Araslı, Milliyet Gazetesi, 10.11.1993, "Ata'nın Soy Kütüğü" isimli bir yazısı.
9) Yrd.Doç.Dr. Ali Güler, Karaman'dan Kocacık'a Kızıl Oğuzlar Atatürk'ün Soyu, Gök İletişim, 2001, s. 85,
10) Yrd.Doç.Dr. Ali Güler, a.g.e., sh.93-94.