Yunanistan’daki Türk yer adlarının etimolojisi: Vilâyet-i Serfice’den bazı örnekler

 https://www.academia.edu/20428061/Yunanistandaki_T%C3%BCrk_yer_adlar%C4%B1n%C4%B1n_etimolojisi_in_Turkish_


Yunanistan’daki Türk yer adlarının etimolojisi: Vilâyet-i Serfice’den bazı örnekler


Georgios Salakidis

Demokritus Trakya Üniversitesi, Yunanistan


Onomastik, yani özel isim bilimi, artık dilbilimin özel bir dalıdır ve son yıllarda Yunanistan’da da gittikçe birçok bilim adamının ilgisini çekmektedir. Bu makalenin amacı, Osmanlı kaynaklarını ve özellikle 15. ve 16. yüzyılın tapu tahrir defterlerini kullanmadan Yunanistan’daki Türk yer isimlerinin kökenini belirtmenin çok zor ve güvensiz bir iş olduğunu göstermektir. Bu kısa sunumda örneklerimizi, bugünün kuzeybatı Yunanistan’ında bulunan Servia (Serfice) bölgesinden topladık. Bu bölge, erken Osmanlı döneminde Rumili Vilayeti’nin Paşa Sancağı’na aitti. İmparatorluğun son yüzyıllarında ise Serfice Sancağı diye özel bir sancak oluşturulup Manastır Vilayeti’ne bağlanmıştır.


Eğer aslı Serficeli olmayan bir kişi önce yerin tapu tahrir defterlerini okuyup sonra da ziyaret ederse mutlaka başka bir yere gittiğini düşünür. 16. yüzyıl boyunca ister Hıristiyan ister Müslüman yaklaşık 120 köyden sadece on beş köy, yüzyıllardır kendi halkları tarafından kullanılagelen bir isim korudu. Yerleşim yerlerinin isimlerinin büyük çoğunluğu değiştirildi. Bu elbette anlaşılabilir bir durumdur.


Bu yıl Balkan Savaşları’nın 100. yılı kutlanmaktadır. Türkler tarafından büyük bir kayıp olarak görülen bu savaşların sonuçları, diğer Balkan halkları tarafından bir kurtuluş olarak kutlanmaktadır. Çalışmamızın kapsamına giren yerin 1912 yılında Yunan devletine katılmasından sonra bölgenin yerleşim yerlerini yeniden adlandırmak için devlet tarafından birkaç yıl süren büyük bir çaba başlatılmıştır. Bir üst paragrafta “anlaşılabilir bir durum” ifadesini kullandım çünkü isim değişikliği ekseriya kimlik değişikliği anlamına gelmektedir. Devlet, bu yeni bölgesinde bir zamanlar Türklerin de yaşamış olduklarını hatırlamak ve hatırlatmak istemiyordu. Tabii ki bu sadece Yunan bir fenomen değildir. Hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde aynı duruma sık sık rastlanmaktadır.


Bugün, 100 yıl sonra, durum biraz değişti. Bilim, özellikle tarih ve dilbilimi, hem eski hem de yeni yer adlarını yoğun ilgi ile karşılıyor. Ancak onomastik ile ciddi bir şekilde ilgilenmemizi gerekli kılan pratik nedenler de vardır. Örneğin, son on on beş yılda Serfice vilayetinin eski sâkinlerinin evlâtları, atalarının yaşadığı ve hakkında birçok hikâye duydukları yerleri yoğun olarak ziyaret etmeye ve hakkında bilgi toplamaya başladılar. Bir de mübadiller tarafından dernekler kurulmuş, büyüklerinin geldiği yerler üzerine kitaplar ve haritalar yayınlanmıştır1.


Serfice vilayetinin yer adları için ana kaynağımız altı 16. yüzyıl tapu tahrir

defterleridir:

1. TT 986 (1498-1502 – mufassal)


*Makaleyi okuyup yorum ve fikirlerini benimle paylaştığı için hemşerim ve değerli arkadaşım İhsan Tevfik Kırca’ya teşekkürü bir borç bilirim.

1 Meselâ, Lozan Mübadilleri Derneği (www.lozanmubadilleri.com) tarafından yayımlanan Mübadele Öncesi ve Sonrası Eski ve Yeni Adları ile Kuzey Yunanistan Yer Adları Atlası, derleyen Sefer Güvenç, İstanbul 2010 (Lozan Mübadilleri Vakfı Yayınları).


2.  TT 70 (1519 - icmal)

3. TT 424 (1527-1529 - mufassal)

TT 433 (1543 - mufassal)

TT 479 (1569 - mufassal)

TT 720 (1613 - mufassal)


Diğer taraftan, yer adlarının kökenini belirtmek için yeni çıkan bir eser kullandık: Haralambos Symeonidis, Etymologiko Leksiko ton Neoellenikon Oikonymion (= Yeni Yunan Yerleşme Yerleri Adlarının Etimolojik Sözlüğü), 2 cilt, Lefkoşa – Selanik 2010. Adı geçen Yunan dilbilimci hayatının büyük bir kısmını bu alandaki çalışmalarla geçirmiştir. Biz artık böyle bir esere sahip olduğumuzdan dolayı çok şanslıyız. Bu hacimli eser, sadece birçoğu yeniden adlandırılmış olan modern yer adlarıyla sınırlı kalmaz, aynı zamanda eski isimlerin Yunan, Arnavut, Slav, Ulah, Türk, İtalyan vd. kökenini belirtmektedir. Aşağıdaki örneklerle bir Türk yer adının kökenini bulmak için Türkiye Türkçesini iyi bilmenin yeterli olmadığını göstermek istiyoruz. Çünkü bu Türk yer adlarının birçoğu günümüze bozulmuş, değişmiş şekilde ya da Balkan Türkleri arasındaki telaffuzuyla ulaşmıştır.


Her örnek için beş sütun yapılmıştır. Birincisinde yer adının tapu tahrir defterlerinde geçen şekli (kısaltma: TTD); ikincisinde günümüze ulaşan, çoğu zaman bozulmuş şekli veya şekilleri verilmiştir. Bu ikinci sütun için kullandığımız kaynak şudur: Stoiheia systaseos kai ekselikseos ton demon kai koinoteton (apo tes efarmoges tou nomou DNZ tou etous 1912 kai eksis), 26. Nomos Kozanis (= Belediye ve köylerin kuruluş ve gelişmesi üzerine bilgiler (1912 tarihli DNZ yasasının uygulamasından itibaren), 26. Kozana vilayeti), Athina 1961 (kısaltma: Bilgiler). Üçüncü sütunde yer adının dipnot 1’de kaydettiğimiz Kuzey Yunanistan Yer Adları Atlası’nda geçen şekli (kısaltma: Atlas); dördüncüsünde Symeonidis’in etimolojisi (kısaltma: Symeonidis); beşincisinde ise bugünkü şekli ve parantez içinde Türkçeye tercümesi verilmiştir (kısaltma: Bugün).


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Tor Bali (TT Dortali Dört Ali Dörtlü, *Dört Tetralofos

424, TT 433: Ali (dört tepe)

- )طوربالی

Tortali (TT

479, TT 720:

)طورطالی


Tor, ‘toy, acemi, eğitilmemiş, yabani’ anlamına gelen bir sıfat2, Bali ise ‘eski, köhne’ anlamına gelip burada özel isim olarak kullanılan bir sıfat3. Böylece, bir kişi isminden (Tor Bali), büyük ihtimalle bir topluluğun liderinin ismi, coğrafi özellikler gösteren bir yer adına (Tetralofos) geçtik. Eski yer adının anlamı Dört Ali veya Dörtlü olarak anlaşıldığına göre bugünkü yer adı, değişime uğrayarak bugüne ulaşan adın kısmi bir tercümesidir: tetra- (tessera) dört demektir. Sözcüğün ikinci parçasından ise bugünkü isimde sadece l sesi bulunmaktadır, böylece de eski kelime ile bir ses benzerliği vardır. Bu örnekteki asıl sorun, Tor Bali adından Tortali adına nasıl geçildiğidir. Bu


2 İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, 3 cilt, İstanbul 20062.

3 A.g.e.


gelişme grafik bakımdan kolayca açıklanabilir: yani Osmanlı alfabesinde be ile te arasındaki fark sadece bir nokta meselesidır. Böyle bir değişikliği kâtibe yükleyebiliriz. Oysa daha 16. asırda halk arasında böyle bir adın kullanılması kolayca açıklanamaz.   Bu örnek, -yer adının değişime uğramasının sebebi ne olursa olsun- tapu tahrir defterlerini göz önüne almadan Yunanistan’daki bir Türk yer adının kökenini belirtmenin ne kadar güç bir iş olduğunu göstermektedir4.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Sarı Musa Sarmusalar Sarı sarmısaklar Ptelea, Ftelya

(TT 433, TT Musalar (karaagaç)

479, TT 720:

)صاری موسی

Bu örnekte, ilk yer adı bir sıfat (sarı) ile bir kişi adı (Musa)’ından oluşurken bir kelime olarak görülüp sarmısak kelimesinin değişime uğradığı sanılmıştır. Bir önceki örnekte olduğu gibi, yerleşim yeri, adını topluluğun liderinden almıştır. Günümüze ulaşan yer adındaki –lar eki ise, -li ekinde de olduğu gibi, bir kişi adından ortaya çıkan bir yerleşim yeri için oldukça yaygındır ve bu yerleşimin sâkinlerini gösteriyor. Yani Sarı Musalar, Sarı Musa topluluğunun insanlarıdır.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Aksaklu (ΤΤ Ak-Saklı Aksaklı Ak Sakallı Lefkara

986, ΤΤ 424, (kavaklar

ΤΤ 433, ΤΤ [lefkos = ak])

479, ΤΤ 720:

)اقساقلو


Orijinal yer adı açıkça burada kişi adı olarak kullanılan aksak (= hafifçe topallayan) sıfatından türetiliyor. –li eki, önceki örnekteki –ler eki gibi, kişi adlarından ortaya çıkan yerleşim adları için yaygındır. Anlaşılan bu şekilde yerleşimlerin cemiyet mahiyetine değinilmektedir. Filanın ve kendininkilerin cemiyetinden bahsedilmektedir. Bugünkü yer adı (Lefkara) yanlış bir tercümedir çünkü orijinal yer adının kökeni ak sakallı olarak belirtilmiş ve ona göre yer adı Lefkara (< lefkos = ak) diye değiştirilmiştir.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Emirhanlu (ΤΤ Moranlı5 Moranlı Moran (büyük Riakio (dere)

986, ΤΤ 70, ΤΤ dere) + lı

424, ΤΤ 433:

-         امیرخانلو

Eymirhanlu ΤΤ


4 Tabii ki bürokrasinin arttığı ve Osmanlı devletinin daha modern bir anlamda teşekkül etmeye başladığı 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında nüfus sayımları, haritalar, salnameler veya temettuat defterleri gibi başka kaynaklara da başvurmamız mutlaka faydalı olabilir.

5 20. yüzyılın başlarına kadar, yani Türklerin bölgeden gitmeden önce, Emirhanlı adı duyulmaktaydı. 1904 yılında Serfice’deki Yunan Konsolosluğu tarafından yapılan bir nüfus sayımında Emirhanlı köyü de geçmektedir, bk. Kostas Spanos, «H apografi tou 1904 tou sancakiou ton Servion (= Serfice Sancağı’nın 1904 tarihli nüfus sayımı)», 1. bölüm, Elimeiaka 48 (Thessaloniki 2002), 77-88 ve 2. bölüm, Elimeiaka 49 (Thessaloniki 2002), 160-177.


479, ΤΤ 720:

)ایϤیرخانلو


Bu örnekteki yer adı da, bir kişi adı (Emirhan) ile daha önceki örneklerde anlatıldığı – li ekinden oluşmaktadır. Söz konusu yer adı o kadar büyük bir değişime (Emirhanlı > Miranlı6 > Moranlı) uğramış ki yanlış bir köken belirtmeye (moran = büyük dere) ve bunun sonucunda yanlış bir yeniden adlandırılmasına sebep olmuştur.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Saltuklu (ΤΤ Sartaklı7 Sartaklı çardak + lı Sparto (çalı

986, ΤΤ   424, türü:

ΤΤ 433, ΤΤ katırtırnağı)

479, ΤΤ   720:

)صالتوقلو


Saltuk / Saltık adı, Malazgirt Savaşı’ndan sonra Küçük Asya’ya giren ilk Türkmen aşiretlerinden biri ya da özellikle Balkanlar’ın fethi sırasında büyük rol oynadığı söylenen Bektaşi bir kahraman olan Sarı Saltuk ile ilgili olabilir. Değişime uğrayıp bozulmuş Sartaklı yer adı, Yunancadaki sıkça rastlanan l ile r seslerin birbirlerine yer değiştirmesinden ileri gelmektedir (irtha < iltha = geldim). Yerin Sparto diye yeniden adlandırılması ile Sartaklı arasında sadece ses bakımından bir benzerlik var: s, r, t sesleri her iki yer adında var.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Beğcelü (ΤΤ Biceli8 Biceli Biçili Kuvuklia

– )   بیکجه لو986: (biçilmiş) (kubbe)

Beğceler (ΤΤ

–  )بکجه  لر  424:

Beğceli (ΤΤ

433, ΤΤ 479,

)بکجلی 720: ΤΤ


Beğce “bey gibi” anlamına gelip kişi adı olarak kullanılmaktadır. (–li eki hakkında önceki örneklere bkz.) Yerin yeniden adlandırılması (Kuvuklia), ister orijinal yer adı (Beğceli) ister değişime uğramış yer adı (Biceli)9 ile ne anlam ne de ses bakımından bir ilişkisi vardır.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Üsküfler (ΤΤ

986: سکوفلرpا) – Üsküflü (ΤΤ İsküpler Üsküpler Üsküpler Kilada (vadi)


6 He sesinin düşmesi, daha aşağıdaki Devlethan (> Devletan) örneğinde olduğu gibi, her halde bölgede konuşulan ağızdan kaynaklanmaktadır.

7 Aynı 1904 tarihli sayımda ‘Saltıklı’ olarak geçmektedir.

8 Adı geçen 1904 tarihli sayımda ‘Beycali’ olarak geçmektedir.

9 Biceli şekli herhalde Balkan Türkleri arasında kullanılan Beğceli’nin bir telaffuzudur. Bu yer adında ğ sesinin düşmesi ve önceki e sesinin daralması sözkonusudur. Benzer bir gelişme, aynı bölgede bulunan İğneli > İneli (bugünkü Anatoliko) örneğinde de görülmektedir.


70, ΤΤ 433, ΤΤ

479, ΤΤ 720:

)اpسکوفلو ,اسکوفلو


Üsküf kelimesi, Yunanca skoufos (= başlık, külâh) kelimesinden türetilip Yeniçerilerin veya tayfaların giydikleri başlık anlamına gelmektedir. İkinci ihtimal, yani yer adının, Yürüklerin gemilerde hizmet etmelerinden ileri gelmesi, Serfice’deki Yürüklerin Osmanlı donanmasında görev aldıkları bilgisini pekiştiriyor10. Yer adının Üsküpler diye değişime uğraması, f ile p seslerinin yakınlığından ileri gelmektedir.



TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Habillü (ΤΤ 986, ΤΤ 433,

ΤΤ 479, ΤΤ

)هابللو 720: Heybeli Heybeli Heybeli İmera


Kişi adı olan Habil, kutsal kitaplardaki Abel / Abil’dir. –li eki için önceki örneklere bkz. Yani, Habillü Habil’in cemiyetinden olandır. 19. yüzyılın askeri bir haritasında söz konusu yer adı Hebellü olarak geçmektedir11. Hebellü’den Heybeli’ye kadar kısa bir yoldur: Habillü > Hebellü > Hebelli > Heybeli (heybe: iki taraflı torba). Yer adının yeniden adlandırılması (İmera) ne orijinal ad (Habillü) ne de değişime uğramış olan ad (Heybeli) ile bir ilişkisi vardır. Yerin yeni sâkinlerinin geldiği Karadeniz’deki eş adlı yerleşim yeriyle ilgilidir.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Dovic (ΤΤ 986:

یجpΩ)

Doğuclar / Dovuclar (ΤΤ 433: طوغوجلر) Duğcılar Dugcılar Düğüncüler Kontovuni

(kısa dağ)


Yer adının, altı tapu tahrir defterinden yalnız ikisinde ortaya çıkması, Yürüklerin yerleşim yerlerinin bu defterlere sadece timar gelirlerine karıştıkları zaman dahil olduklarından ileri gelmektedir. Dovic kelimesi belki döveç, yani havan topu anlamına gelip bu cemiyetin mensuplarının Osmanlı ordusuna ettikleri hizmetle ilgili olması gerekmektedir. Adın değişime uğraması yanlış etimolojiye sebep olmuştur.


TTD Bilgiler Atlas Symeonidis Bugün

Ehadlu (TT Hadova Handova Hadova Polimilos (çok

–   )احدلو   479: değirmenli)

Evhadlu (TT


10 Bkz. Salakidis Georgios, Ta soultanika eggrafa tes Demotikes Vivliothekes tes Kozanes (1721-1909) (= Kozana Belediye Kütüphanesinin fermanları, 1721-1909), Kozani 2004, s. 15, dipnot 14, ve Dimitriadis Vasilis, H kentrike kai dytike Makedonia kata ton Evliya Çelebi (Eisagoge – Metafrase - Sholia) (= Evliya Çelebi’ye göre Orta ve Batı Makedonya [Önsöz – Tercüme – Yorum]), Thessaloniki 1973, s. 180-181.

11 Eberhard Krüger Die Siedlungsnamen Griechisch-Makedoniens nach amtlichen Verzeichnissen und Kartenwerken, Berlin 1984, s. 166


)اpحدلو 720:


Yerleşim yerinin adı Hatova / Hadova olarak bugüne ulaşıp büyük ihtimalle Ehad Obası adının değişime uğramış bir şeklidir. Değişime uğramış adın şekli (Hadova), kökeninin Slav olduğu varsayımına sebep oldu: Hodo ‘kişi adı’ + ova ‘yer’ > Hadova (Symeonidis, 1431). Ancak, Osmanlı askeri bir haritasında Ahmadobası olarak, 19. yüzyılın sonlarındaki bir salnamede ise Ahadoba olarak geçmektedir12. Ahad (Türkçe Ehad) ‘tek, bir’ anlamına gelip Allah’ın esmâ-i hüsnâdan, yani en güzel isimlerindendir. Ehadlu, Ehad’ın topluluğudur. Anlaşılan, sonraki yüzyıllarda Ehad Obası olarak kullanılmıştır.


Dortali (Dört Ali) ve Sarmusalar (Sarı Musalar) köylerini istisna edersek diğer sekiz örneklerde, “Atlas” başlıklı sütunun de gösterdiği gibi, bölgenin eski sâkinlerinin evlatlarının bile, büyüklerinin geldikleri yerlerin adının değişime uğramış bir şeklini kullandıklarını görüyoruz. Daha 16. yüzyılda Tortali olarak değişmiş olan Tor Bali köyünü istisna edersek, diğer örneklerde eski sâkinlerin, ve dolayısıyla onların evlâtlarının da, köylerinin tam adını bildiklerini düşünmemiz tabii ve mantık çerçevesindedir. Ancak genellikle halk kelimeleri, oturduğu yer adını istisna etmeden, ağız özelliklerine uydurarak ve kolayına bakarak değiştirip kullanmaktadır. Önceki yüzyılın ilk çeyreğinde bu insanların bu topraklardan göç etmeleriyle birlikte eski yerleşim yerlerinin adlarını kullanan sadece bölgenin Hıristiyan sâkinleri olmuşlardır. Terk edilmiş köylerde yerleştirilen, çoğu bugünkü Türkiye’den gelen Rum mübadiller de, yeni adlar hâkim olana kadar, yani on yıllar boyunca, eski adların bozulmuş, veya değişime uğramış, veya diyalektik şekillerini teslim alıp kullanmayı sürdürmüşler.


Yukarıda 16. yüzyıl ve 17. yüzyılın başlarında Serfice vilayetinde mevcut olan yaklaşık altmış köyden on örnek verdik. Bu örneklerin, Yunanistan’daki Türk yer adlarının etimolojisinin, zamanla uğradıkları değişimden dolayı çok zorlaştığını yeterli açıklıkla gösterdikleri düşüncesindeyiz. Bu nedenle, Osmanlıların sistematik bir şekilde hazırladıkları tapu tahrir defterleri gibi daha eski kaynaklara başvurmamız gerekiyor.


Tabii ki aynı şey Yunanistan’ın diğer bölgeleri için de geçerlidir. Burada, yer ve zaman tasarrufu için, Orta Yunanistan’daki Tesalya bölgesinden bir iki örnekle sınırlı kalacağız. Bu bölgenin sadece tapu tahrir defterlerine değil, birçok yer adını da içeren kadı sicillerine de sahibiz. Birinci sütun için Tırhala Sancağı’nın en eski tahririni13 ve 1650-52 tarihli kadı sicillerini14 kullandık (kısaltma: TTD/KS). Diğer sütunler için Serfice vilayetindeki örnekler gibi burada da aynı şeyler geçerlidir. Sadece Atlas başlıklı sütun yok, çünkü Tesalya için, bildiğim kadarıyla, benzer bir eser elimizde yoktur.


TTD/KS Bilgiler Symeonidis Bugün



12 A.g.e., s. 439.

13 Melek Delilbaşı – Muzaffer Arıkan, Hicri 859 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-ı Tırhala, 2 cilt, Ankara 2001.

14 Georgios Salakidis, He Larisa (Yenişehir) sta mesa tou 17ou aiona (= 17. Yüzyılın Ortalarında Larisa / Yenişehir), Thessaloniki 2004


Ali Fakılar (TTD: لیفقیلر ع) Ali Fakihler (KS:

)علی فقیϬلر ,علیفقیϬلر Alifaka / Alifaklar Ali haklar veya Ali fakirler Kalamaki (Aya) /

Kastro (Larisa)


“Fakih” sözünün Türkçedeki bir kullanılışı olan “Fakı” kelimesi özellikle yer isimlerinde, burada olduğu gibi, kullanılmıştır. Bir topluluğun manevi ve dini lideri etrafına toplanması ve oturduğu yer için onun adını kullanması pek tabiidir.


TTD/KS Bilgiler Symeonidis Bugün

Devlethan

(TTD/KS: ϥاΨلتpΩ) Duvlatan devletten

(dövletten) Mesorrahi

(Karditsa)


“Devlet” ile “han”dan oluşan kişi adı zamanla Devletan15, Duvlatan diye değişime uğramış ve yanlış etimilojiye sebep olmuştur.


TTD/KS Bilgiler Symeonidis Bugün

Köleler  (KS: کوله لر) Kileler Keleler < kelekler (= şişirilmiş keçi tulumu üzerine yerleştirilen bir

nevi sal) Kileler


Larisa vilayetinin güneybatısında bulunan bu köyün adı özellikle ilginçtir. Tesalya Yunanistan’a bağlandıktan sonra Köleler köyü Kipseli (kovan) diye yeniden adlandırılmış iken eski ad ağır basmış, çünkü 1910 yılında orada meydana gelen çiftçi ayaklanmasıyla tanınmıştır. Tesalya bölgesi, 1881 yılında Yunanistan’a bağlandıktan sonra bile, çiftçilerin işledikleri topraklara sahip olmadan özellikle sert koşullarda çalıştıkları büyük çiftliklerden oluşmaya devam etmiştir. 1910 ayaklanması sırasında toprağın kamulaştırılmasını talep eden ortakçılardan bazıları, Köleler’de bulunan tren istasyonunda öldürülmüş ve o zamandan beri Köleler köyü çiftçilerin mücadelesinin simgesi olmuştur. Bu köyün eski adının muhafaza nedeni de budur. “Esir, kul” anlamına gelen adın, adı geçen sembolizmi daha da vurguladığını eklememize gerek yoktur.


Sonuç olarak, Yunanistan’daki Türk yer adlarının kökenini belirli bir güvenlikle belirtebilmemiz için bir taraftan içinde meydana gelen tarihi koşullarını, yani Türklerin iskân yöntemlerini ve onların yerleşim yerlerini nasıl adlandırdıklarını, diğer taraftan da Türk diyalektolojisini, özellikle Balkan Türklerinin söyleyiş tarzlarını bilmemiz lazım.16 Serfice vilayetinin yaklaşık altmış yerleşim yerleri adlarının kökenini şematik olarak şöyle gösterebiliriz:



15 He sesinin düşmesi hakkında Emirhan < Miran < Moran örneğine de bkz.

16 Serfice vilayeti için bkz. Georgios Salakidis, “İstoriko Perigramma tes othomanikis katakteses ton Servion (= Serfice’nin Osmanlı fethinin ana hatları)” ve “Toponymia: Hristianikoi kai mousoulmanikoi oikismoi sten eparhia ton Servion ton 16o aiona(= Yer adları: 16. yüzyılda Vilayet-i Serfice’de Hıristiyan ve Müsülman yerleşim yerleri)”, Georgios Salakidis – Kostas Kamburidis, He eparhia ton Servion (= Serfice Vilayeti), Thessaloniki 2012


kişi adı meslek din coğrafya meçhul

‘Adil Han Paşa Ehadı Ahiler Delüler Karamanlu ‘Adedlü

Ahmed Fakih Hüseyn Cerciler Hacılar Menteşelü Neşin

Ahriyan Nasuh Hacılar Çobanlu İslamlu Yenice Sekenli

Aksaklu İsma‘il Delüler Sofular Teklü

‘Arab Kara Mihmalar Demir Yalar Tekye Tokalu

Bağçelü Halil Karacalar Dovic

Bahşayişlü Kırçalar Keçilü

Beğcelü Köseler Okçular

Beğlü Meliklü Topçular

Çakırlar Rahmanlu Üsküfler

Ehadlu Saltuklu

Emirhanlu Sarı Halil

Evrenoslu Sarı Musa

Habillü Şahinler

Hacı ‘Aliler Tor Bali

Hacı Bakiler Yahşi

Hacı Davud Yunuslu

Hacı Hasan

Hacı Reyhan


Bu tabloda gösterildiği gibi, Müslüman yer adlarının ezici çoğunluğu kişi adlarından ileri gelmektedir. Bu olay, bu adların ilk önce yer adları olmadığını, göçebe veya yarı göçebe olarak yaşayan insanların özel adları olduğunu göstermektedir. Bu insanlar daha sabit olarak yerleşmeye başladıkları zaman doğal olarak yerleşim yerlerine kendi adlarını vermişlerdir. Yürüklerin birçok topluluğunun bir kişi adına göre adlandırıldığı olayı ataerkil ailenin korunmasını gösterir.


Meslek isimleri özellikle ilginçtir. Bunlardan en az dördü, Yürüklerin askeri yükümlülükleriyle ilgili olmalıdır: Demir Yalar, Dovic, Okçular, Topçular, Üsküfler.


Delüler, Sofular, Tekye gibi özellikle tasavvuftan gelen dini isimlerin mevcudu, diğer kaynaklardan da bilinen bölgedeki bektaşi tekkelerin varoluşunu belirtiyor17. Zaten sufilerin, özellikle Bektaşilerin, Balkanlar fethindeki rolü malumdur18.


Son olarak, sadece iki yer isimi, Karamanlu ve Menteşelü, açıkça yerleşimcilerin Küçük Asyalı kökenine atıf yapmaktadır. Türkmen kabileleri, 11. yüzyıldan itibaren Küçük Asya yarımadasına girmeye başlamışlardır. Osmanlılar, eski bir geleneğe uyarak bu kabileleri yerinden çıkarıp devletin çeşitli yerlerine dağıtarak kontrol etmeye çalışmışlardır.




17 Hasluck Frederick W., Christianity and Islam under the Sultans, 2 vol., Oxford 1926, s. 528-530, ve Georgios Salakidis, “İstoriko Perigramma tes othomanikis katakteses ton Servion (= Serfice’nin Osmanlı fethinin ana hatları)”, Georgios Salakidis – Kostas Kamburidis, He eparhia ton Servion (= Serfice Vilayeti), Thessaloniki 2012

18 Eskiliğine rağmen bu konuda hâlâ en önemli makale şudur: Barkan Ömer Lutfi, “Osmanlı İmparatorluğunda bir iskân ve kolonizasyon metodu olarak Vakıflar ve Temlikler I. İstilâ devirlerinin kolonizatör Türk dervişleri ve zâviyeler”, Vakıflar Dergisi, II (1942), 279-386.


Bu kısa sunumu bir açıklama ile bitirmek istiyoruz. Başlangıçta hazır onomastikten bahsetmişken Osmanlı tahrir defterlerinin, sadece yer adları için değil, kişi adları için de birinci sınıf bir kaynak olduğunu vurgulamak da gerekir. Bu defterlerde, gerek erkek gerek kadın, gerek Müslüman gerek Hıristiyan, yüzlerce isim geçmektedir. Gerçi ünlüleri kısmen yazan Osmanlıca alfabenin kullanılması, özellikle Hıristiyan isimlerin doğru okunuşunu iyice zorlaştırıyor. Fakat bu engel kısmen de olsa aşılabilir ve bu isimlerin incelenmesi hem tarih hem de dilbilim için önemli malzeme verebilir19.















































19 Serfice vilayetinin kişi adlarının yayınlanması için bkz. Georgios Salakidis – Kostas Kamburidis, He eparhia ton Servion (= Serfice Vilayeti), Thessaloniki 2012.