Karma Komisyonun kuruluş ve çalışma şeklini belirten ilgili maddeler

https://www.abttf.org/html/index.php?link=detay&id=57&arsiv=1&typ=1

Karma Komisyonun kuruluş ve çalışma şeklini belirten ilgili maddeler
Madde 11

İşbu mukavelenamenin mevkı-i meriyete vaz'ından itibaren bir aylık bir mühlet zarfında tarafeyn-i aliyeyn-i akkıdeynden herbiri için dört ve Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından 1914-1918 Harbine iştirak etmemiş olan hükumât tebası arasından intihab edilmiş üç azadan mürekkep, Türkiye'de veya Yunanistan'da mukim muhtelit bir komisyon teşkil olunacaktır.Komisyon riyaseti işbu üç bitaraf azanın herbiri tarafından münavebeten deruhte edilecektir.

Muhtelit Komisyon kendisine lazım görünecek mahallerde herbiri bir Türk, bir Yunanlı aza ile Muhtelit Komisyon tarafından tayin edilecek bitaraf bir reisten mürekkep, kendi emri altında çalışacak tali komisyonlar teşkil etmek hakkına malik olacaktır. Muhtelit Komisyon tali komisyonlara verilecek salahiyetleri tayin edecektir.

Madde 12

Muhtelit Komisyon İşbu mukavelede mezkur muhacereti teftiş ve teshil ve dokuzuncu ve onuncu maddelerde mezkur emval-i menkule ve gayr-i menkule'nin tasfiyesine tevessül vazıfesiyle mükellef olacaktır.

Mezkur Komisyon muhaceretin ve maruzzikr tasfiyenin eşkalini tesbit edecektir.

Umumi bir surette Muhtelit Komisyon işbu mukavelenamenin icrasının iltizam edeceği tedabiri ittihaz ve işbu mukavrlenamenin tevlid edeceği bilcümle mesailde karar vermek hususlarında ?f??5?A bütün salahiyetleri haiz olacaktır. Muhtelit Komisyon'un mukarraratı ekseriyet-i ara ile ittihaz olunacaktır.

Tasfiye edilecek emval, hukuk ve menafie müteallık bilcümle itirazat Komisyon tarafından suret-i katiyede haledilecektir. Ancak sözleşmenin komisyon tarafından uygulanmaya başlanması ve mübadele işlerinin ele alınması ile birlikte ''etabli'' (yerleşmiş) deyiminin kapsamı konusunda Türk ve Yunan temsilcileri arasında, deyimin yorumlanması bakımından, görüş ayrılığı çıktı. Türkiye'ye göre, ''établi'' deyiminin manası Türk kanunlarına göre tayin edilecekti. İstanbul'da mümkün olduğu kadar fazla sayıda Rum bırakmak isteyen Yunanistan ise, her ne suretle olursa olsun, 30 Ekim 1918'den önce İstanbul'da bulunan her Rum'un ''établi'' sayılması gerekeceğini ileri sürdü. Bu görüş ayrılığından doğan anlaşmazlık Milletler Cemiyeti'ne havale edildi ve o da, meselenin hukuki niteliği dolayısıyle Milletlerarası Daimi Adalet Divanı'ndan ''istişari mütalaa'' istedi. Divan'ın Şubat 1925'te yaptığı yorum, anlaşmazlığı çözümleyemedi.

Yunanistan, Türkiye sınırına yakın bir bölgede önemli sayıda bir Türk toplumunun yaşamasından rahatsızlık duyduğundan, anlaşmalara aykırı olarak, Batı Trakya'ya Rum göçmen yerleştirmek suretiyle ''Helenleştirme''ye çalışmıştır. Bulgaristan ve Türkiye'den Rumların gelmesinden sonra Batı Trakya'daki Rum nüfusu artmış, Lozan'ın ertesinde, 1924 senesinde 189.?f??5?A 000 kişiye,yani bölge nüfusunun yüzde 62.1'ine ulaşmıştır. 1928 nüfus sayımı, Batı Trakya'nın 303.171 olan nüfusunun 107.607'sinin göçmen olduğunu göstermektedir. Bu durumla meydana getirilen oldu-bittiler, mübadele sözleşmesinin özellikle mülkiyetlerle ilgili hukümlerini etkisiz bırakmıştır. Batı Trakya'ya yerleştirilen Rumlar Türklerin ev ve arazilerini işgal etmişlerdir. Bu gelişmeler iki ülke arasındaki gerginliği arttırmıştır. Bunun üzerine her iki taraf ta işi siyasi bir anlaşma ile çözümleme yoluna gitti ve Atina'da toplanan iki ülke temsilcileri 1 Aralık'ta, ''Atina İtilafnamesi''ni imzaladı.

Atina anlaşmasının 9. maddesine göre Batı Trakya'daki mülkler bir ay içinde sahiplerine geri verilecektir. 10. maddeye göre, Lozan Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden önce veya sonra Batı Trakya'daki Müslüman mülkleri ile ilgili olarak alınmış bütün ''istisnai'' karar ve tedbirlerin kaldırılması öngörülmekte, 11. madde ise kamulaştırılan malların geri verilmesi hükmünü getirmektedir. Bu anlaşma ile ahali mübadelesinin bir çok meseleleri çözümleniyordu.Fakat bunun uygulanması ve yürütülmesi de kolay olmadı. Yine bir takım anlaşmazlıklar çıktı. Türk Yunan münasebetleri gerginleşti. Özellikle denizde karşılıklı bir silahlanma yarışı başladı.1928'de tekrar iktidara geçen Venizelos'un, bu gerginliğin Yunanistan'a vereceği siyasi ve ekonomik zararları gözönüne almasıyle tutumlarını yumuşatmaları üzerine, Ankara da dostluk y?f??5?A anlısı bir tavır takınmış ve bu kötü gidiş sona ermiştir. Bunun üzerine, mübadeleden kaynaklanan sorunların kesin bir çözüme ulaşması için 10 Haziran 1930 tarihinde ''Ankara Mukavelenamesi'' imzalanmıştır. Bu Anlaşma ile, yerleşme tarihleri ve doğum yerleri ne olursa olsun, Batı Trakya Türkleri ile İstanbul Rumlarının hepsi ''etabli'' deyiminin kapsamı içine alındı. Ayrıca her iki ülkenin azınlıklarına ait mallar konusunda birçok düzenlemeler yapıldı. İki ülke arasında devam eden anlaşmazlık sona erdi.

Anlaşmanın VI. Bölümü ''Batı Trakya Müslümanlarının Malları'' ile ilgilidir.14.madde, şu anda Batı Trakya'da bulunan bütün Müslüman Yunan vatandaşlarına, doğum yerleri ve bölgeye geliş tarihleri ne olursa olsun, ''etabli'' sıfatını tanımaktadır.15. madde, yapılmış olan sözleşme ve anlaşmalarla ''etabli''lere tanınmış olan hakların kullanılmasını engellemiş olan bütün tedbirlerin kalkacağı hükmünü getirmektedir. Bu haklar arasında özellikle arazi alma ve satma da sayılmıştır.