‘Mübadele’ şiirlerinden küçük bir derleme

Fotoğraf sanatçısı Berkant Çolak’ın Tudem Kültür Yayınlarından çıkan yapıtı ‘Mübadele’de, fotoğraflarına eşlik eden 49 şairin şiirlerinden küçük bir derleme ...

DER’İN
Yüzüm bir toprak, işlenmemiş bir tarla,
Derin ve sert, siyahtan beyaza.
Oysa kalbim gibi yarım, haram parça!
Sensiz ve ıslak kış günleri gibiyim;
Yüzüm üzüm bağlarını özler, süzülür
Sakalımdan Ege’nin şarabi güzleri, biz
Ovadan gittik gideli; susar dil, dağılır
Geceye sılanın kuzgun şiddeti. Hani
Isınırız ya, yakın bir uzaklıkta;
Orda közlenir zaman, küllenir an;
Dayan yüreğim! Çok yitirdik,
Çok kazanmayacağız bilirim; dayan!

[Turgay Kantürk]



Mübadil
İki kıyı arasında
asılı duruyor
güneş
ne batıya gidiyor
ne dönüyor doğuya

Onun içi de
salınıp duruyor işte
bu adadan adaya
seke seke gidilen
kuyuların suyu daha tuzlu
deniz ortasında
bir kıyıdan ötekine

Çözülürken usunun
zembereği
kağşıyor menteşeleri
ahşap kapısının pancurlarının
içinde doğduğu
öleceğini de düşlediği
evin

[Güven Turan]



EGE’NİN KIYISINDA
Sanki güneş
görücüye çıkmış gülüşünde,
on sekizinde sevdalı bir kızın işvesiyle,
yaşanmış, yaşanmamış
acılar,
sevinçler saklı içinde.
Gözlerinde
Çok eski bir hüzün
Süzülmüş, damıtılmış,
bin yıl da geçse unutamayacağı
o buruk özlem...
Yüzü
bir harita,
tüm Ege’yi kuşatan, hem karşı kıyıdan
hem bu kıyıdan.

Kaç yaşam sığar ki
bir tek yaşama?
Bilmez mi
kardeştir
hüzünle kahkaha

[Bilgin Adalı]



PASAPORT
78’de öldü Aagoni hala, büyük amcam ondan sonra
düşkünleşmiş iyice, yaşlı bir adamın yapayalnız kalması
çok güç, Hukuk Fakültesi’ne geldiğim yıl hemen gidip
görmüştüm onu, annem hurma ve kazak göndermişti -
tek bir odada yaşıyor du artık, Tomtom sokaktaki o ev
gözümün önünden gitmiyor, pis değildi, hayır, daha çok
sonsuz bir derbederlikten söz edilebilirdi, hazırdı sanki
gitmeye: Aslında çoktandır geciktiği uzak bir yere.

[Enir Batur]



“ELEKTRA”dan
“her sabah horozun sesiyle uyanıyorum
ve kokusuyla otların...
Gün yürüyüp gidiyor kederli dağlara doğru...
Adının şarkılarında
kıyıların, aşkların, ayrılıkların
Sürgünleri acılara dolaşmış asmaların
Denizlerin ve dostluğun
Bağrışları gizli... mahzun... narin.
Ve gözleri Elektra’nın tıpkı bir çift güvercin...
Yüzümün hiç ayrımı yok üzlerinden,
Anlatamam onları
Ne kadar sevdiğimi...”

[Nihat Behram]



Kostas Mercanidis. Sulucaovalı. Geçmişini arıyor;
Sulucaova’daki geçmişini! Elinde demir asa, ayağında
demir çarık, “Geçmiş Zaman’ın Peşinde” olduğu kadar,
Geçmiş Mekanında ardına düşmüş Bir yolculuk Kostas
Mercanidis’inki... Ortada duran, üsluplaştırılmış çiçek
işlemeli baston, uzun yolculuklara çıkan masal
kahramanlarının demir asasını anıştırdığı kadar,
Mercanidis’in yolculuğunun Dünya’dan hayale doğru,
masalsı bir yolculuk olduğuna da imliyor. Arkada, belli
belirsiz öylece duran kişi, bir başka “mübadil” mi yoksa
Mercanidis’in Sulucaova’daki imgesi mi?

[Hilmi Yavuz]



BENZERLİKLER
“Bir dilimiz, bir de dinimiz ayrı; aynıdır
bütün uğursuzluklarımız, güzelliklerimiz aslında.”
Böyle söylüyor
kahvedeki yaşlı adam masadaki genç insanlara.
Sonra dalıp gidiyor, anlamıyorsun:
Salınarak geçen genç kızın iri memeleri mi
yoksa bir muska an mıdır söz konusu olan.

Bekliyorlar konuşsun diye,
ama bir başka yolculukta o şimdi;
bir ayağı altında, elinde kehribar tespihi
ve yasemin ağızlığında sarma sigara;

kim giydirdi bu yelek ve külot pantolonu ona,
kim giydirdi, kim giydirdi bu çarık ve şayak dünyayı
bu bıyığı mısır püskülü, bu mermer ihtiyara?

[Özdemir İnce]



NE ANLATIR YUNAN ŞARKILARI
Ne anlatır Yunan şarkıları
Geceye dair aşka dair
Ne anlatır Yunan şarkıları
Hayatımıza dair

Ne anlatır Yunan şarkıları
İnsanı tepeden tırnağa saran bu hüzünle
Sanki hep anlatılmayan bimr şey kalmıştır
İçimizi ne kadar döksek de

Ne anlatır Yunan şarkıları
Biten bir aşk mı başlayan bir aşk mı
Bir kız mı yüzünü hiç göremeyeceğimiz
Çayırlarına hiç uzanamayacağımız kırlar mı

Ne anlatır Yunan şarkıları
Bu sürekli bu yumuşak ısrarla
Ne anlatır Yunan şarkıları
Yüreğimize işleyen tempolarla

Ne anlatır Yunan şarkıları
Sonsuz güzelliğe sonsuz barışa dair
Acılarla dolsak da ne kadar
Sımsıcak yaşamaya dair

Ne anlatır Yunan şarkıları
Bir gün birleşeceğini mi bütün şarkıların
Ne anlatır Yunan şarkıları
Bu kadar uzak ve bu kadar yakın

[Ataol Behramoğlu]



MÜBADİL
Bastonuna dayanarak
Cunda adasındaki bahçesini sularken
Sabah alacasında
Uyur uyanık
Beli bükük İsmet hanım
Uzak, çok uzakta kalmış
Girit’teki evlerinde
Annesinin gece vakti söylediği
Rumca ninnisini dinliyor
Can kulağıyla bir yandan

[Arif Damar]

KAYNAK VE DEVAMI: http://www.ntvmsnbc.com/news/321348.asp