
Göçmenlerin zaman zaman demiryollarıyla getirildiği de olmuştu. Karadan gelen göçmenler, deniz yoluyla gelenlere göre çok azdı. Daha çok Bulgar sınır bölgesinde yaşayan veya Drama bölgesinden, Türk sınırına yakın bölgedeki köylerden gelmişlerdi.
Özellikle Drama ve çevresinde hayvancılıkla geçinen göçmenler, hayvanlarını bir grup çoban ile birlikte, karadan sürüp Türkiye’ye getirmişlerdi. Tren yoluyla Türkiye’ye gelirken, geçtikleri yerlerde trenin taşlandığı ve şiddete maruz kaldıkları görülüyordu393. Oysa deniz yoluyla gelenler daha güvenli bir yolculuk yapıyorlardı.
İskeleden bir gemiye bindiklerinde artık Türk topraklarına ayak basmış gibi hissediyorlardı. Tek
sorun, uzun bir yolculuktan sonra iskeleye kadar gelebilmekti394. Önce köylerinden kalkıp kasabaya, oradan da bir iskeleye ulaşmaya çalışıyorlardı.
Drama, Sarışaban ve çevresindeki köyler Kavala Limanı’ndan, Selanik, Langaza, Vodina ve Kılkış çevresi Selanik Limanı’ndan gemilere biniyorlardı.
Gritliler; Kandiya, Yanya’dan gelenler de Prevezelilerle birlikte, Preveze Limanı’ndan gemiye biniyorlardı. Çoğu kez yayan, at ya da eşek ile yapılan bu yolculuk, kasabadan sonra çoğunlukla trenle ya da kiralanan arabalarla liman kentine ulaşılırdı395.
Göçmenleri Türkiye’ye taşıma görevini üstlenmiş olan Türk Vapurcular Birliği bu uygulamaya karşı, pratik öneriler de getirme gereksinimi duydu. İstanbul Nakliyat ve Sevkıyat Müdüriyeti’nden Ankara Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti’ne 20 Mart 1924 tarihinde bir yazı geldi. Söz konusu yazıda, gemilerin mevcut durumuyla ilgili bilgiler verildikten sonra, bir soruna gönderme yapılıyordu. Selanik Yükleme Kurulu Başkanı olup İstanbul’a gelmiş olan İbrahim
Ethem Bey’den ilginç bir bilgi alınmıştı. Bu bilgiye göre, yerel mübadele kurulu tarafından Selanik’te şimendiferle taşınmak üzere dokuz yüzer kişilik göçmen kafileleri oluşturulmuştu. Bu ön çalışmayla, Selanik’e yığılan göçmenlerin taşınmasında şimendiferlerden yararlanılmasının da düşünüldüğü anlaşılıyordu.
Ancak bu durum, pek uygulama özelliği göstermiyordu. Selanik’teki yığılmaya bakıldığında,
bir ay içinde bu kentten 27.000 kişinin Türkiye’ye taşınması gerekiyordu. Seyri Sefain İdaresi, Kırzadeler ve Sadıkzadeler ile Türkiye ve Sürat vapurları idareleriyle yapılan sözleşme uyarınca, 20.150 kişinin taşınması üzerinde durulmuştu. Sayı 27.000’e de çıksa, söz konusu firmaların yola çıkaracağı gemilerle birer kerelik sefer uygulamasıyla, bu göçmenlerin topluca taşınması mümkündü. Gemiler yolda bozulmazsa ya da her hangi bir anlaşmazlık olmazsa, bir
ayda iki sefer yapmaları durumunda 40.300 insan getirme kapasiteleri vardı. Bununla birlikte
unutulmaması gereken bir şey vardı: Gemilere yalnız insan yüklenemezdi; büyük ve küçükbaş
hayvanlarla birlikte, eşyalar da yüklenmeliydi. Hayvan ve eşya yüklenmesi durumunda, hiçbir
vapurun, düşünülen insan kapasitesini yükleyerek, getirebileceği düşünülemezdi. Hesaplar yanlız insanlara göre değil, onların yanlarında getirdikleri eşyaların miktarına ve hayvanların tür ve sayısına göre de yapılmalıydı. Mukaveleye dâhil olmayıp, sahiplerinin arzusuyla bu sürece katılabilecek gemilerin bir seferde insan taşıma kapasitesi 6.950 nüfustu. Bu gemilerden yararlanma zorunluluğu doğduğunda, bunlardan yararlanmak ancak sahiplerinin
arzusuna bağlı olan bir şeydi. Söz konusu gemiler ancak Selanik’e gelen göçmenleri taşımaya
yeterli gelse bile, Girit ve Kavala gibi yükleme iskelelerinden gelecek göçmenler için de gemiye
gereksinim vardı.
Bütün bu yükleme iskelelerinden göçmen alıp getirmeye bu vapurların yeteceğini düşünmek kuşkulu bir şeydi. Bu yörelerde yükleme işinin çok düzgün yapılabileceğini düşünmek de mümkün değildi. Bu durumda, vekâletin gerekli önlemleri alması öneriliyordu. Üstelik koşulların hep yaz mevsiminin sunacağı olanaklara uygun yürüyeceğini düşünmemek de gerekiyordu.
Kısacası, demiryolları da düşünülmüş olsa; süreç kolay bir süreç olarak algılanmıyordu396.
Göçmenlerin zaten çok az bir kısmı demiryollarıyla taşınmıştı. 1924 yılının Ocak ayı içinde
şimendiferlerle gelen insan sayısı 3.013, büyük baş hayvan sayısı 184, küçükbaş hayvan sayısı da
1.800’dü. Drama ve yöresinden kalkan küçük bir grup, Drama’dan 4 Şubat1924 günü hareket etmiş; Uzunköprü İstasyonu’na bir gün sonra, yani 5 Şubat 1924 günü gelmişti. Bu grubun iskân yöresi Samsun’du.
İkinci bir grup göçmenin de aynı ay içinde 9 kişiyle Drama’nın Lice köyünden 4 Şubat 1924 günü 933 küçükbaş hayvanla hareket etmiş ve onlar da 5 Şubat 1924 günü Uzunköprü’ye ulaşabilmişlerdi. Örneğin, 1924 yılının Şubat ayında, Drama’dan Dedeağaç ve Burgaz yoluyla 3.236 kişi Trakya’nın değişik yörelerine trenlerle getirilmişti.397
Coğrafyanın zorluklarından ve başka riskli durumlardan dolayı, göçmen taşıma işinde en pratik
yol, deniz yolculuğu ve taşımacılığıydı.