Yeni Giritliler

Emel ARMUTÇU

Dedelerinin,ninelerinin kopup geldiği adayı keşfettiler, Giritlilik ruhunucanlandırdılar. Artık ‘ailemin evine gidiyorum' turları düzenliyor,Girit yemeklerini gün ışığına çıkarıyor, Girit lokantaları açıyor,Girit kitapları yazıyorlar.

Girit Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de büyücek bir adası.Gündüzleri denizi güneşi, akşamları kıyıda yenen lezzetli balıkları,gece taverna eğlenceleri, dar, denize açılan sokakları, o sokaklardakiküçük kafeleri, gezilecek tarihi yerleriyle, son yıllarda Türkturistlerin de daha çok rağbet ettiği bir yurtdışı tatil cenneti. Ancakhayatımızdaki yeri bununla sınırlı değil; Girit yüz binlerce Türk'üngeçmişteki anavatanı aynı zamanda.

1923'teYunanistan ve Türkiye arasında imzalanan mübadele anlaşmasıylatopraklarından sökülüp atılan Giritli Türkler, o adayı hiç unutmadı.Uzaklaşmakta olan geminin güvertesinden son bir bakış attıklarıtopraklarını, çoğu bir daha hiç göremedi ama kalbinde, belleğinde,anılarında, dilinde, yemeklerinde, bugüne kadar yaşattı.

Giritliolmak, Yunanistan'ın diğer adalarından ya da kara şehirlerinden gelenbiri olmaktan farklı oldu hep; çünkü dikbaşlı bir topluluk olaraktanınan Giritliler, kendilerini diğer Yunanlılar'dan da ayrıtutarlardı. Aynı şey Türkiye topraklarında yaşayan Rumlar'la yerdeğiştiren Giritli Türkler arasında aynen devam etti; onlar dakendilerine has dilleri, kültürleri, yemekleri ve anlayışlarıylayayıldılar Anadolu'ya.

Son yıllarda bu kimlik daha birgöstermeye başladı kendini; Girit'e sadece turist olarak değil,özellikle köklerini aramaya giden Türkler'in sayısıyla birlikte,geçmişte orada yaşananlar üzerine yazılan kitapların sayısı da arttı.Girit mutfağı Yunan ya da Ege mutfağı içinden sıyrılarak kendinigöstermeye başladı. Yıllar önce Anadolu topraklarına döküldüğünde,biraz saklanan Girit, şimdi günyüzüne çıkmaya başladı.

KİM DAHA ÇOK GİRİTLİ?

‘KritimuGirit'im Benim' adlı romanında, yazar Sábá Altınsay, gazeteci karakteriAziz Bey'e şu soruyu sordurur: ‘Cihan nereye gidiyor, Girit nereyegidiyor, bizler kimiz, onlar kim, siz de söylediniz ya, Giritli kim?'Doktor Ragıp Bey'e söyler bunu. Şöyle demiştir Ragıp Bey: ‘Fakat kimintoprağıdır bu, rica ederim. Bizim de değil midir? Hıristiyan Müslüman,hepimiz başka başka yerlerden gelip yerleştik Girit'e. Kim daha çokGiritlidir, nereden biliyorlar?'

Aradan geçen 81 yıla rağmen, bu cevaplanması zor bir sorudur hálá.

Mitolojikbir halk oldukları sanılan Minoslular'dan sonra adaya Dorlar,Atinalılar, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar ve Venediklileryerleşmiş, hepsi de bunun için çok kan akıtmış, Osmanlılar, 1645'tebaşlayan savaşlarla, adayı Venedikliler'den tam 24 yılda almıştır.

Amaiki buçuk yüz yıl ve 10-15 kuşak boyunca orada doğan, oraya gömülen,evini, toprağını orası bilen yüz binlerce Müslüman Giritli'nin ne suçuvardır bunda? Hıristiyan Giritliler'in zaman zaman ayaklanıp (Ki sıkolmuştur bu, bazen de tersten) Müslümanları ‘kesme' harekátınagirişmediği zamanlarda, kapı, dükkan komşusu, kahve arkadaşı, yemekmisafiri olarak birarada yaşayabilmişlerdir. Birbirlerinin düğününegitmiş, yortularda, bayramlarda birbirlerine saygı sunmuş, her sabahselamlarını almış, başları sıkıştığında birbirlerinin yardımınakoşmuşlardır. Tehlike anlarında, birbirlerinin çocuklarınısaklamışlardır.

Sonunda 1913 yılı gelip Osmanlı İmparatorluğu,batılı devletlerin de yardımıyla Girit'i ‘altın tepsi içinde'Yunanistan'a sunduğunda; Anadolu'yu toprakları bilmiş Rumlar gibi,onlar da devletler eliyle Girit'teki topraklarından sökülüpatıldıklarında, yani ‘al gülüm, ver gülüm' mantığıyla insanlarkaplumbağa misali yollara döküldüğünde, geride kalan mezarlarını yine oHıristiyan komşularına emanet etmişlerdir.

TÜRKÇE BİLMEDEN GELDİLER

YineKritimu'da Hıristiyan Meletyos'la, komşusu Müslüman İbrahim,mübadeleden önce yemeklerini şöyle yer: Meletyos elinden bir kazaçıkmadan İbrahim defolup gitsin, İbrahim de Meletyos'un boğazınısıkmadan hayırlısıyla yatağını bulsun ister. Sonra bir an gelir,İbrahim en açılmaz dertlerini ona söyleyiverecek, öteki de bunu kendiderdi edecek kadar yakın, içten ve kardeş olurlar. İşin kötüsü hangisiolacakları belli değildir; belki hepsidirler. O anda bir silah patlasa,biri diğerine siper olur ya da namluyu birbirlerine doğrulturlar; artıkneyin sırası geldiyse...

Ya da Ahmet Yorulmaz'ın ‘SavaşınÇocukları' romanının kahramanı Hasanaki, 1923'te Hanya'dan vapura,kesime giden kasaplık hayvan gibi bindiğinde, onu ağlayarak uğurlayansevdiği ve sevildiği kadın Marigo'dan başkası değildir. O zaman, aşkınsırasıdır.

Tarih içinde bir onun, bir diğerinin sırası gelir,sonunda binlercesi ‘kendi vatanını' bırakıp, ‘kendi vatanına'gözyaşları içinde döner. Giritli Türkler Anadolu'ya ayak bastığında tekkelime Türkçe bilmeden, sonradan da hep Rumca'ya çalan bir şiveyle,eğreti bir ilişki kurar yeni hayatlarıyla. Kimisi hiç kurmaz üstelik;Yaşar Kemal'in Tanyeli Horozları adlı romanındaki kahraman ve bizzattanıdığı birçokları gibi, Girit'e geri döneceğinden o kadar emindir kisandıklarını bile açmaz.

Ama hiçbir zaman dönemezler; yıllar sonra Girit'e giden, onların torunları olur ancak...

CİNDORUK, AİLESİNİN KONAĞINDA DUYGULANDI

İbrahimve Fatma Yarmakamakis (Altınsay), Girit'in toprağına 75 yıl sonra,torunlarının getirip mezarlarına serpmesiyle kavuşabildiler. Ancakbugün, mübadele insanlarının torunları ve onların çocuklarında yaşamayadevam eden bir kimlik Giritli olmak.

İstanbul, Ankara veBodrum'da Giritli adıyla restoranlar açan Ayşe Şensılay, Giritmutfağını aileye taşıyan dedesi sayesinde geliştirdi, ‘balık,zeytinyağı, ot = sağlıklı yaşam' sloganlı restoranlarını. (Şimdiİstanbul'da, Ahırkapı sahil yolunda ikinci ‘Giritli' mekanını açtı:Giritli Buzukia. Mutfağını o, müzik ve eğlence kısmını da müzisyenOrhan Osman ve ekibi yönetiyor. Osman, Giritli değil ama müzik hayatınaYunanistan'da başlayıp, Amerika, Bulgaristan, Kazakistan, Almanya,Fransa gibi ülkelerde sürdürmüş.)

Gazeteci-yazar Emin Çölaşan,çocukken başını hep Rumca sevgi sözcükleri söyleyerek okşayanbabaannesinin memleketinde kendisine hitap edecek bir şey bulamadı amapolitikacı Hüsamettin Cindoruk, yıllar sonra Kandiye'de ailesininoturduğu Mehmet Paşa Konağı'nı buldu, duygulandı.

Engin Akın,Giritli Mirsini Laambraki ile birlikte ‘Türkler ve Yunanlılar AynıMasada' adlı bir yemek kitabı yazıp Yunanistan'daki ilk tanıtımını daGirit'in başkenti Iraklion'da (Kandiye) yaptı. Girit üzerine yazılankitapların sayısı çoğalırken, giderek daha çok Türk, ailelerininvatanlarında köklerini aramaya gitmeye başladı.

2000 yılında,Sefer Güvenç'in başkanlığında kurulan Lozan Mübadilleri Vakfı (LMV) daönayak oldu buna. 1922'de Alaçatı'dan Girit'e giden Ortodoks Rumlar'ınkurduğu Alaçatılılar Derneği, Resmo ve Hanya'daki Küçük AsyalılarDerneği ile LMV her yıl birbirini ziyaret etmeye başladı. Ege'dekarşılıklı yapılan festivaller de son yıllarda arttı. Girit'teki bazıbelediyelerle, Didim, Akyeniköy ile kardeş artık. Ticari ilişkiler deartmış durumda.

KEŞKE KÖKLERİME DAHA ÖNCE MERAK SARSAYDIM

DidimMiletos Otel'in sahibi Hasan Tuntaş, sık sık gittiği adada, her meslekgrubundan dostları olduğunu, adım attığı andan itibaren bir liraharcayamadığını söylüyor. Çünkü dostları sürekli ağırlama peşinde.Girit'te yayınlanan ve şu sıralar Türkçe'ye çevrilmekte olan bir anıkitabının, Bilal Türkoğlu'yla birlikte kahramanlarından biri olanTuntaş, ‘Babaanne tarafımın köyünü buldum, Kara Hasanakis'lerdiyorlarmış onlara. Girit'te benim soyadımı taşıyan Yunanlılar var amahenüz bir ilişki olup olmadığını bulamadım. Keşke ailemin köklerine13-14 yaşlarımda merak sarsaydım, daha çok yol alırdım. 30'umdan sonramerak duyduğum için henüz araştırma halindeyim‘ diyor.

SOYAĞACI ÇIKARMAK İÇİN YARDIM İSTİYORLAR

LMV'ninsitesi (www.lozanmubadilleri.org) Girit'teki köklerini nasıl bulacağınadair sorular soran insanların mesajlarıyla dolu. Çoğu ailesininsoyağacını çıkarmak için yardım istiyor. ‘Büyükbabam Girit'te AliKaptan olarak bilinirmiş. Acaba bu konuda nereden bilgi edinebilirim?'diye soruyor Lara. Nadide Akbulut, annesi ve kayınvalidesindenöğrendiği yemeklerin tariflerini vereceğini söylüyor. Bir İskenderunlu,en büyük idealinin anne ve babasıyla Girit'e gitmek olduğunu söylerken,kimisi de annesiz babasız da olsa eski memlekete gidip, ailelerininyaşadıkları yerleri buluyor. Kimisi de bulamıyor, oturup Amerikan Dilive Edebiyatı Profesörü Ayşe Lahur Kırtunç gibi, şiir yazıyor:



Çağırdın geldim Girit

(...)

Girit, ah Girit!
senden esen rüzgarla büyüdüm
senin müziğini örtündüm geceleri
simsiyah elbiseli kadınlarla uyudum
yediğim her tabak radikayla
seni düşündüm, Girit!
dilin dilime girdi küçükken /
‘mesto diavlo' diye sövdüm sokak arkadaşlarıma
güldüler bana diye üzüldüm.
Çağırdın geldim, Girit!
geri getiremedim türbeden giden kemikleri
bakarım Resmo'nun eski evlerine
acaba hangisi, hangisi diye.


ÜNLÜ GİRİTLİLER

Şair Leyla Hanım
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı
Osmanlı aydınlarından Ahmet Cevat Emre
İzmir'in ünlü fotoğrafçılarından Hamza Rüstem
Gazeteci yazarlar Doğan Hızlan, Emin Çölaşan, İlhan Selçuk, Simavi Ailesi
Giritli Kasap Ali'nin torunu, senarist Birol Güven
Soyadı Girit'in bir limanından gelen yazar Pakize Suda
Politikacılar Hüsamettin Cindoruk, Ekrem Pakdemirli
İş dünyasından Hüsnü Özyeğin, Ümit Boyner
Oyuncu, şarkıcı Ayla Algan
Yönetmen Ömer Kavur
Tarihçi Halil Berktay

67 YIL SONRA GİRİT'TE AMCASINI BULDU

BilalTürkoğlu, Sökeli bir SSK emeklisi. Annesiyle babası ona yıllarca, bozukşiveli Türkçeleriyle Girit'i anlatmış ve ‘git gör' demiş. İlk kez1981'de Girit'e, köklerinin olduğu topraklara giden Türkoğlu, şimdi Yunanistan'ın her yerinden pek çok dosta sahip. ‘Gittiğimizde milletvekilleri, bölge valileri, belediye başkanları tarafındankarşılanırız. Buraya gelen de beni bulur' diyor. Ancak onun asılözelliği, mübadele sırasında ailesiyle irtibatı kopan ve o zamandan buyana Girit'te yaşayan amcasını, tam 67 yıl sonra bulması... Amcası üçyıl önce vefat etmiş ama o çocuklarıyla görüşmeye devam ediyor. Kendi amcasını bulduğu gibi, Türkiye'den ya da Yunanistan'dan, ailesininizlerini arayanlara da yardımcı oluyor.

GİRİT KİTAPLARI YAZARI AHMET YORULMAZ

Birinci kuşak yeni yerine alışmaya çalışır, ikinci kuşak kazanmaya bakar üçüncüsü ise köklerini aramaya çıkar!

AhmetYorulmaz (72), doğma büyüme Ayvalıklı, ikinci kuşak bir mübadil çocuğu.İzmir, İstanbul ve Ayvalık'ta gazetecilik, 33 yıl da Ayvalık'takitapçılık yaptı. Edebiyat hayatına çağdaş Yunan edebiyatından yaptığıçevirilerle başladı. ‘Ayvalık'ı Gezerken' adlı kitabı altıncı basımaulaşan Yorulmaz, ‘Savaşın Çocukları'nda, Aynakis Hasan'ın hayatıüstünden, yerlerinden sökülüp atılan Giritliler'i anlatıyor. Birüçlemenin ilk kitabı olan bu roman, bir Türk yazar tarafından yazılmışilk mübadele romanı sayılıyor. Devamı olan ‘Kuşaklar', yineHasanaki'nin kişiliğinde müdabillerin Türkiye'deki ekonomik ve sosyalsıkıntılarını; ‘Girit'ten Cunda'ya' ise 1940'lar Yunanistanı'nı veCundası'nı anlatıyor.

‘Anne ve babamın özlemleriyle yetişmem,benim Girit'e eğilmeme neden oldu' diyor Yorulmaz. ‘Üç romanımın anatemasının Girit oluşu da 33 yıllık kitapçılığımda, o konuyu deşen,gözler önüne seren bir romana rastlamayışımdan.'

Ona göre, GiritOsmanlı'nın ahmaklığından kaybediliyor. Şimdi, kimi insanların orayaköklerini aramaya gitmesini ise şu söylemin doğrulanması olarakgörüyor: Birinci kuşak yeni yerine yerleşmeye çalışır, ikinci kuşakkazanmaya bakar, üçüncü kuşak ise hem yerleşilmiş, hem kazanılmıştırya, köklerini merak eder, aramaya çıkar! Bu kuralı, savaş aleyhtarlığı,barışsever olmak, komşunun söylenildiği kadar kötü olmaması,globalleşme, AB'li olmak gibi şeyler de besliyor. İnsanın dedesininevini, bahçesini aramasının temelinde böyle bir dizi neden yatıyor.

Lozan Mübadilleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi MÜFİDE PEKİN

Yabancı bir yere gitmiyoruz

LozanMübadilleri Vakfı, aileleri 1920'lerin başında mübadeleyleYunanistan'dan gelenlerin 30 Kasım 2000 tarihinde kurduğu bir vakıf.Vakıf son yıllara kadar akademik olarak bile pek araştırılmamış olan mübadelenin her yönüyle araştırılmasını teşvik etmek için Türkiye veGirit'te etkinlikler düzenliyor.

Boğaziçi Üniversitesi BatıDilleri ve Edebiyatları Öğretim Görevlisi Müfide Pekin, aynı zamandaLozan Mübadilleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi. Her zaman, Giritli olduğuhatırlatılarak büyümüş. Memleketi Hanya. Maro Douka'nın çok satan ve şu aralar Türkçe'ye çevrilmekte olan kitabında anlatılan Giritli aile, onun ailesinin komşusuymuş. Bunu Girit'te, o ailenin torunu Maria'dantesadüfen öğrenmiş.

Vakfın organizasyonuyla iki kez Girit'e gittiklerini belirten Pekin, ‘Biz bu toplu gidişlerimize gezi değil Girit Buluşması diyoruz. Yabancı bir yere gitmiyoruz. Anamızın, babamızın doğduğu toprakları ziyaret ediyoruz. Evlerini, okuduklarıokulları, komşularını buluyor, daha doğrusu onlarla buluşuyoruz. Türkiye'ye gelen mübadillerin bıraktıkları evlerde, mahallelerde,köylerde genellikle ortak bir yazgıyı paylaştığımız Anadolu'dan göçedenler yaşıyor. Onlarla kucaklaşıyoruz. Onların kurmuş oldukları dernekler tarafından ağırlanıyoruz' diyor.

BAZI GİRİT KİTAPLARI

Girit Bunalımı Dr. Nükhet Adıyeke, Türk Tarih Kurumu
Giritli Mustafa Ertuğrul Erol Ergir
Girit'ten İstanbul'a Bahaettin Rahmi Bediz (Fotoğraf ve Kartpostallarıyla) Seyit Ali Ak, İletişim
Tarihte Girit ve Osmanlılar Dönemi, Niyazi Ahmet Banoğlu, Kastaş
Savaşın Çocukları Girit'ten Sonra Ayvalık, Ahmet Yorulmaz, Remzi
Girit'ten Cunda'ya Ahmet Yorulmaz, Remzi
Kritimu Girit'im Benim Sábá Altınsay, Can
Girit : Cep Rehberi, Dost Kitapları

GİRİT'E KÜLTÜR TURU

Girit'e pek çok tur düzenleniyor. Daha çok kültür turizmi yapan Fest Turizm'in turlarında şuralar geziliyor: AYİOS NİKOLAOS Kasabası ve kilisesi, Lato ören yeri, Malia Sarayı, Panayia Kira Kilisesi, Kritsa Köyü gezileri. IRAKLION Knossosören yeri. Kale (Megalo Koule), Arkeoloji Müzesi, Agios Titos Kilisesi,Venedik ve Osmanlı yapıları, Çarşı ve Kazancakis Mezarı. Gortis,Phaistos ve Aya Tiriada Antik ören yerleri. RESMO - HANYA AzizFrancis Kilisesi, Narenciye Camii, Loggia, Rimondi Çeşmesi, Türkİlkokulu ve Fortezza (Kale) Osmanlı su haznesi, eski Türk ve VenedikEvleri ve liman gezileri. Hanya kenti, Akrotiri (Venizelos'larınmezarları), liman ve eski Osmanlı - Venedik yapıları gezileri.Yürüyerek Musa Paşa Camii, Hanya Müzesi, Aziz Nikolaos Kilisesi (HünkarCamii), Aya Anargyri Kilisesi, Küçük Hasan Paşa Camii, Liman ve Surlargezileri.

KAYNAK ve DEVAMI: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=502463