YUNANİSTANDA YAŞAYAN KAPADOKYALILAR KENDİ KÜLTÜRLERİNE SAHİP ÇIKIYORLAR


Gittikleri yerlerde "Türk tohumu" olarak görüldüler, bir başkalarının da "Gavur tohumu" kelimesiyle dünyaları yıkıldı. Neticede her ikisi de ev bırakmış, köy bırakmış, arkadaşlık çocukluk yıllarını bırakmışlardı arkalarında.

Onların torunları atalarının yaşadıkları yerleri görmek için bu gün karşılıklı olarak o bölgeleri gidip ziyaret ediyorlar. Göç eden birinci kuşak artık yok. Ama onların torunları kendi gelenek ve göreneklerini, yaşadıkları bölgenin Kültürünü yaşadıkları yerlerde yaşatmaya devam ediyorlar.

İşte Dedeağaç'ta bulunan Kapadokyalılar Derneği de Yunanistan genelinde bulunan yaklaşık 40 dernekten biri. Geçtiğimiz günlerde Agiu Dimitriu günü kutlaması nedeniyle Birlik gazetesi olarak Derneği ziyaret ettik. Dernek Başkanı Diş Hekimi sayın İsakidis Theofanis ile bir sohbet söyleşisi gerçekleştirdik. İsakidis bize hem müzeyi gezdirdi hemde Dernek çalışmaları hakkında uzun uzun bilgi verdi.


Sohbetimiz şöyle geçti:

-Sayın Başkan, Dernek nasıl kuruldu ve kuruluş amaçları nelerdir?

Derneğimiz sizlerin de bildiği gibi 1924 yılında Mübadele ile gelen birinci ve ikinci nesil Kapadokyalılar tarafından 1978 yılında kuruldu. Bu derneğin kuruluş amaçlarından birisi de, yaşamış oldukları bölgelerde kendilerine has ve özgü kültürlerini, geleneklerini ve yaşam biçimlerinin korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için bu dernek kurulmuştur. Böylece büyük emekler harcanmış ve üyelerimizden gelen bağışlarla da bu dernek kurulmuş. Görmüş olduğunuz bu dernek teşvik veya programlardan kaynak almamıştır. Sizlerin de gördüğü gibi şu an çok mutlu ve huzurlu bir şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Belki de Yunanistanda az sayıda derneklerden biriyiz kendi mal varlığına sahip yaklaşık 600 metrekare civarında bir mekana sahibiz.

-Sayın başkan, yıllık yaptığınız faliyetlerinizden biraz bahsedermisiniz?


Dernek olarak yılın en büyük etkinliklerinden biri, 15 Ağustos tarihinden sonra ilk haftasonu bizim değişik Yunancamızla "gavustima" dediğimiz etkinliklerimizden en büyüğüdür. Yunanistanın değişik bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik önümüzdeki yıl burada Aleksandrupoliste (Dedeağaç) gerçekleşecek şükürler olsun. Umarım bu önemli etkinliğimize siz de gelirsiniz. Bu etkinlik üç gün sürüyor ve Yunanistanın değişik bölgelerinden Kapadokyalılar geliyor. Bu etkinliklerimizde oyunlar şarkılar ve konuşmalarımız oluyorç Böylece 2. ve 3. nesiller bizim gelenek ve göreneklerimizi tanımayanlar bilmeyenler öğrenmiş görmüş oluyorlar.

İkinci bir etkinliğimiz sizin de gördüğünüz gibi Aleksandrupolisin dışında burada Yunanca ismi İANA Türkçe ismi de Yeniköy olarak geçiyor, bu köyde Agiu Dimitriu kilisesinde oluyor. Bizmkiler 1924 yılında geldikten sonra oraya yerleşmişler ve 1940-41e kadar yaşamışlar. Kilisenin yönetimi yine bizim derneğin yönetiminde olanlardan oluşmaktadır. Bu gün de Agiu Dimitriunun arifesinde bulunuyoruz ve sizlerin de gördüğü gibi bazı geleneksel etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bunlardan bazıları, sizlerin de bildiği gibi kurban ve bizim de söylediğimiz gibi "kurbani" kesiliyor. Kesilen kurban bütün gece kaynatıldıktan sonra sonraki gün burayı ziyaret edenler ve kilisede yapılan ayinden sonra yeniliyor. Başka dini etkinliklerimiz de var şu hemen karşımızda bulunan kilisede de onları birlikte gerçekleştiriyoruz. Hoşafya dediğimiz ki bunlar komposta kurutulmuş meyvelerden yaptığımız bir tür hoşaf, bunu ayinden sonra katılanlara ikram ediyoruz.
Böylece yeni nesil çocuklarımız bunları ilginç olarak görüyorlar ama neticede onlar da özellikle gençlerimizi bu etkinliklere çekmeyi başarıyoruz.

-Derneğinizin kaç üyesi var, folklor gruplarınız var mı?

Derneğimizin tüzüğünde yer alan madde gereği her aileden bir kişi üye olabilir. Böylece yaklaşık beşyüz aile üyemiz kayıtlıdır. Her aileyi ortalama dört veya beş kişi olarak düşündüğümüzde yaklaşık ikibin beşyüz veya üç bin kişiden oluşuyor derneğimiz.

Üç değişik folklor grubumuz mevcut. Bunlar küçükler, orta yaşlılar grubu bir de büyükler grubumuz var. Bunun yanında değişik ülkelere ait dans grupları ve dersleri çalışması da yapıyoruz örneğin tango ve diğerleri.

-Yunanistan genelinde nekadar Kapadokyalı var?

Son yapmış olduğumuz araştırma ve çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçlara göre, yaklaşık 1 milyona yakın Kapadokyalı var. Geçmişte olduğu gibi Kapadokyalı Kapadokyalı ile evlenecek durumunu artık bir kenara bırakıldığını ele aldığımızda artık bir karışıklık sözkonusu çünkü artık bakıyorsunuz Pontuslu karakaçanlarla evliliklerin olduğunu da düşündüğümüzde kesin olarak 1 milyon ve üzeri olduğumuzu söyleyebilirim. Mübadelede yaklaşık 250 bin kişi olduğunu düşünürsek bu gün normal şartlarda eskilerin de vefat etmesinden sonra 2. 3. 4. ve 5. nesillerle birlikte nüfusun o civarda olması gerekiyor.

-Dernek olarak bazı geziler düzenliyorsunuz, nerelere gidiyorsunuz?

Bizim derneğimiz her iki yılda Kapadokyaya gezi düzenliyor. Başka ülkelere geziler düzenlemiyoruz çünkü insanlar atalarının yaşadığı yerleri görmek için susamış vaziyette. O kadar çok kişi var ki daha Kapadokyaya gitmemişler. Gezimiz de iki yılda bir olduğundan dolayı talep oranı çok yüksek. Biz turizm büroları gibi geziler düzenlemiyoruz. Bizim gezilerimizin bir amacı var. Buradan gidenler kendilerinin nereden olduklarını ve kendi insanlarının nereden geldiklerini görmeye gidiyorlar. Avrupanın başka bölgelerine şimdiye kadar geziler düzenlemedik. Ben şimdiye kadar 13 veya 14 defa gittim Kapadokyaya. Her defasında gittiğimde kendimi evime gitmiş gibi hissediyorum.

-Geleceğe yönelik ne gibi planlarınız var?

Şunu söylemeliyim, derneğimizin gidişatı son yıllarda çok müthiş. Müzenin oluşuyla ve bu gördüğünüz binamızın yapılmasıyla da gayet iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Derneğimiz katıldığı tüm Kültürel etkinliklerde ciddi anlamda dikkate alınıyor. Son olarak bize Edirne Üniversitesinin Yunanca dili bölümünden yapılan bir öneri var. Karamanlidika dili üzerine yapılan bir araştırmanın içinde olmamızı istediler. Biz de bu çağrıya olumlu yanıt verdik. Ancak tanıtımında geç kalınan bir Kapadokyalılar Kültürü var. Bizler de dernek olarak bu Kültürün hem Yunanistan tarafından hem de Türkiye tarafından tanıtılmasında neler yapabiliriz diyoruz ve çalışmalarımızı ona göre sıkı tutuyoruz.

-Muhteşem müzeniz hakkında bize neler söyleyeceksiniz?

Müzemizde şu an sergilenen yaklaşık bin dörtyüz eşyamız var. Bu eşyaları bize 1. ve 2. kuşak Kapadokyalılar verdi. Ama daha o kadar çok eşyalar var ki anlayamıyorum biz Kapadokyalılar neden bunları saklıyoruz. Daha ne bekliyoruz acaba bunları bu müzeye bağışlamak için. Ancak köklü bir çalışmanın olduğunu görünce insanımız yavaş yavaş bize güvenmeye başlıyor ve ben ellerinde olanları da vereceklerine inanıyorum. Ancak şunu da unutmamak lazım. Oradan getirdikleri ve kendilerini orayla bağlayan tek şeyin belki de o sakladıkları eşya olduğuna inanıyorlar. Parasız müze olmaz, istediğiniz kadar merakınız çalışmanız olsun eğer ödenek yoksa olmaz. Para ilerleme gücüdür. Ancak Belediyenin yapmış olduğu bazı yardımlar da var. Örneğin yaşlılar yurdu olması için bir bina aranıyordu belediye gelip bu binayı bizden kiraladı geçici bir süre olarak ve kira parasını bize ödedi. Böylece biz de bu parayı müze yapımında değerlendirdik.

Müzenin açılışı getiğimiz Eylül ayında Evripidis Stilyanidis tarafından gerçekleşti. Ayrıca Stilyanidis okullara gönderdiği genelgede müzemizin okullar tarafından ziyaret edilmesini sağladı. Böylece birçok okul müzemizi ziyaret ediyor. Ancak iyi olanı da ordu müzeyi çok fazla ziyaret ediyor. Eylül ayından bu yana müzemizi 35 okul, 13 kışla ziyaret etmiş. Bu bizim için çok önemli. İnsanlar önce bir video gösterimini izliyorlar ve orada gördüklerinden sonra müzenin içinde yer alan bire bir eşyaları yakından görme fırsatı buluyorlar. Ayrıca Kapadokyanın nerede olduğunu öğreniyorlar.

-Başarılarınız hakkında neler söyleyeceksiniz?

Son olarak şunu belirtmek istiyorum. Geçmişte herkes eline haçı alarak yalnız koşuyordu, geçti artık o dönemler. Birlikte çalışmak daha iyi sonuçlar veriyor. Artık dünyaya açılmanın zamanı geldi. Onun için bizler de Brükselde Belçikalı bir Profesör Jansen Mark Jansen, kendisi Kapadokya konusunu okadar çok yakından takip ediyor ki onunla sürekli işbirliği içerisindeyiz. Kaybolmakta olan bizim değişik Yunancamız hakkında müthiş bir araştırma yapmış. Ben işbirliklerine çok inanıyorum. Kapadokya Kültürü ne demek bizi bu ilgilendiriyor. Geçtiğimiz ay Amerikada GÖÇ EDEN Yunanlıların başkanıyla görüştük. Amerika ve Kanadadan bir heyetle birlikte kapadokyaya gideceğiz ve kendilerine Kültürümüzü yakından göstereceğiz ve onların da yardımını isteyeceğiz.

-Türkiyeden ne istiyorsunuz?

Her defasında Türkiyeye gittiğimizde sade indanların bize davranışlarından ötürü çok memnunuz ve duygulu anlar yaşıyoruz. Kayseri belediye başkanı, Niğde Belediyesi ve daha birçok belediyelerin de isteği üzerine nasıl olur da orada kalan Kiliseleri tarihi eserleri koruyabiliriz ve yaşatılmasını sağlayabiliriz. Temizlensinler, onarılsınlar çünkü bunlar ne bana ne de sana ait, bu eserler insanlığa ait eserlerdir. Onun için Yunanistan genelinde kurmuş olduğumuz Kapadokyalılar Birliği ile bundan sonra bu tür çalışmaların daha aktif daha profesionel olarak yapılmasını amaçlıyoruz. Türkiyeden aslında istemiyorum ben bunu, normal düşünce olarak düşündüğümüzde zaten olması gerekenler bunlar. Bütün dünyadan Kapadokyayı ziyaret edenler aynı düşüncededir bizimle. Oradaki eserler korunsun ve gelecek nesillere aktarılsın.

Dedeağaç Röportaj: İlhan TAHSİN

KAYNAK VE DEVAMI: http://www.trakyanethaber.com/yeni/haber.asp?id=26605