OSMANLI MUFASSAL TAHRİR DEFTERLERİNİN TÜRKİYE'NİN TARİHİ COĞRAFYASI BAKIMINDAN ÖNEMİ

OSMAN GÜMÜŞÇÜ*

Adını, Eski Yunan döneminde alan ve başlangıcından itibaren ismine uygun bir şekilde uzun süre "yerin tasviri" olarak kabul edilen coğrafya bilimi, bugünkü anlamını nispeten yakın bir dönemde, XIX. yüzyılda kazanmıştır. Bugün, "insan ile doğal ortamı, etkileşimleriyle birlikte dağılış, karşılaştırma ve nedensellik ilkelerini kullanarak araştırıp sonuçlarını sentez şeklinde veren1 bir bilim" şeklinde tanımlanan coğrafya, zamanla gelişerek birçok kola ayrılmıştır. Bu kollardan biri olan tarihi coğrafya2, "geçmişten günümüze veya geçmişte bir zaman diliminde dünyanın tamamının veya bir parçasının çağdaş coğrafya ilke ve yöntemlerine uygun olarak yapılan coğrafyası"3 veya kısaca "geçmişin coğrafyası"4 şeklinde tanımlanmaktadır.

Yerleşmenin eskiliği ve çeşitliliği bakımından dünyanın birçok sahasına göre daha avantajlı olan ülkemiz toprakları, sırf bu sebep yüzünden bile tarihi coğrafya çalışmaları açısından çok iyi ve renkli bir gelecek şansına sahiptir. Şimdiye kadar gelip geçen medeniyetlerden kalan belge ve bilgilerin çeşit ve fazlalığı dikkate alındığında konu kendiliğinden anlaşılacaktır. Bu medeniyetlerden biri de Osmanlı Devleti olup, diğer bilim dallarında olduğu gibi tarihi coğrafya açısından da bizlere çok geniş ufuklar açmaktadır. Bahsedilen belgeler arasında çalışmamıza konu olan mufassal tahrir defterleri, bilhassa Osmanlı Devleti'nin her bakımdan en yüksek seviyeye ulaştığı XVI. yüzyılda, devlet topraklarının büyük bir kısmı için hazırlanmış bir çeşit istatistik kaynaklarıdır. Dolayısıyla mufassal defterler yalnızca günümüz Türkiyesi için değil, Türk hakimiyetinde kalan diğer sahalar için de çok önemli kaynaklardır. Aslında, dünyanın en zengin arşivleri arasında bulunan Osmanlı Arşivlerinde çeşitli tarihlere ait olan ve bugüne ulaşan belgeler arasında; mufassal defterleri, icmal defterleri, evkaf defterleri, müsellem defterleri, voynuk defterleri, ruznamçe defterleri, derdest defterleri, cebe defterleri, yoklama defterleri, avarız defterleri, mühimme defterleri, gümrük defterleri, mukataa defterleri, temettü defterleri, ahkam defterleri, şeriyye sicilleri, kanunnameler, vakfiyeler, fermanlar, beratlar, tezkireler vb. gibi çok çeşitli belgeler5 bulunmaktadır. Fakat, bütün
--------------------------
* A. Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü, 06100 Sıhhiye/Ankara.
1 M. Elibüyük, 1995, Matematik Coğrafya, s. 23. Ayrıca coğrafyanın tanımı ve en son yapılan sistematiği hakkında fazla bilgi için de bu esere bakınız.
2 Tarihi coğrafya hakkında fazla bilgi için bakınız : R. A. Butlin, 1993, Historical Geography ve J. B. Mitchell, 1975, Historical Geography, s. 12.
3 M. Elibüyük, 1990. Türkiye'nin Tarihi Coğrafyası Bakımından Önemli Bir Kaynak, Mufassal Defterler, s. 12 ve aynı yazarın, Matematik Coğrafya, s. 46.
4 J. B. Mitchell, 1975, a.g.e., s. 12.
5 Osmanlı Arşivlerindeki defterler hakkında fazla bilgi için bkz: İ. Y. Genç ve diğerleri, 1992, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Gen. Müd. Osmanlı Arşivi Daire Başk. Yay. No: 5, İstanbul, M. Küçük ve diğerleri, 1995, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Katalogları Rehberi, Devlet Arşivleri Gen. Müd. Osmanlı Arş. Daire Başk. Yay. Nu: 26, Ankara, E. Afyoncu, 1997, Defterhane-i Amire, İlgili sayfalar.
-------------------------
bunlar incelendiğinde, en eski dönemlere ait olmak üzere birçok konuda ayrıntılı bilgi vermesinden dolayı içlerinde en önemlilerinin özellikle XVI. yüzyılda hazırlanmış olan mufassal defterleri olduğu görülmektedir. Günümüze ulaşan örneklerinden elde edilen bilgilere göre mufassal tahrir defterlerinin en eskileri XV. yüzyıl başlarına, en geç tarihli olanları da XVII. yüzyıl ortalarına aittir.
Günümüz araştırmacıları için tartışmasız çok değerli veri kaynağı durumundaki tahrir defterleri, taşıdıkları kıymete rağmen tamamen kusursuz kaynaklar da değildir. Çok çeşitli konularda başka kaynaklarda bulunması oldukça zor bilgileri vermeleri yanında, bazı konularda eksik ve yetersiz olduklarını söylemeden geçmek de doğru değildir. Bu eksiklikler onların önemini azaltmasa da, bir araştırma yapılırken bilinmesinde fayda vardır. Şöyle ki; öncelikle tahrir defterleri, bir merkezde yaşayan nüfusun tamamını değil, sadece vergiye tabi erkekleri kaydeder. Defterlerdeki bazı tabirlerin taşıdığı anlamın bugün tam olarak tespit edilememesi, örneğin Osmanlı toplumunda XV. ve XVI. yüzyıllarda hane-mücerred kategorisinin ifade ettiği anlamın belirsizliği, bir erkek çoçuğun çocuk olmaktan çıkıp mücerred sayıldığı yaşın belli olmaması, çift, caba, caba-bennak, kara ve mücerred gibi terimlerin her zaman ve her yerde aynı şeyi ifade etmemesi6 ve hatta bazı bölgelerde vergi muafiyeti nedeniyle bunlardan bazılarının kaydedilmemeleri, tahrir yapılan sahalarda meydana gelen idari sınır değişmeleri, araştırma amaçlı kullanımları zorlaştıran7 önemli sorunlardır. Ayrıca defterler, bütün vergilerin, tarımsal ürünlerin gerçek miktarlarını değil üç yıllık tahmini ve ortalama rakamlarını yansıtır. Reayadan toplanan bütün vergileri kapsamadığı gibi, iktisadi potansiyelin tamamını da vergilendirmez. Koyun, domuz ve sadeyağ dışında hayvan ve hayvansal ürünlere vergi konmamıştır. Bağ-bahçe üretiminin, ailelerin kendi ihtiyaçlarına ayrılmış kısımlarını kapsamaz. Dirlik sahipleri veya reaya mahsulün gerçek üretimlerini tahrir heyetinden gizlemiş olabilirler. Şehirlerdeki iktisadi faaliyetlerde bazen bir grup vergi birlikte yazılmıştır. Aynı şekilde bazen tarımsal ürünler ayrı ayrı yazılmayıp vergiler genel bir toplam altında yazılmıştır. Defterlerde tahmini vergi hasılları için gösterilen nakdi kıymetler, resmi fiyatlar olup gerçek pazar fiyatlarını yansıtmazlar. Defterlerde kullanılan ölçü birimleri ülke geneline ait standart rakamlar olmayıp yöreseldir ve bunların ifade ettiği ölçümler arasında da, (örneğin "bir kile" nin kaç kg olduğu konusunda) bir birlik yoktur8. Ayrıca bu defterlerdeki bilgilerin doğru yorumlanması için kanunnamelere,9 verilerin daha geniş bir çerçeve içinde açıklanması ve daha sağlam neticelere ulaşılması için ise şeriyye sicillerine ihtiyaç duyulduğu10 da bilinen bir gerçektir.

Bu kısa izahdan sonra mufassal tahrir defterleri üzerinde yaptığımız incelemeler ve defterler üzerinde yapılan çalışmalar dikkate alındığında, aşağıda görüleceği üzere, tahrir defterlerinin Türkiye'nin XVI. yüzyıl tarihi coğrafyası için en önemli kaynaklar olduğunu söylemek mümkündür. Bu defterler, sahada bulunan bütün yerleşme merkezlerine ait
-----------------------------
6 K. Çiçek, 1995, "Osmanlı Tahrir Defterlerinin Kullanımında Görülen Bazı Problemler ve Metod Arayışları", s. 95-99, ve ayrıca bu konu hakkında bkz: Z. Arıkan, 1996, "Tahrir Defterlerinde Geçen Deyimler", s. 1-13 ve H. İslamoğlu-İnan, 1991, Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Köylü, s. 61-68.
7 H. İslamoğlu-İnan, 1991, a.g.e., s. 59.
8 Tahrir defterlerinin eksiklik ve yetersizlikleri, kendi incelemelerimiz dışında M. Öz, 1991, "Tahrir Defterlerinin Osmanlı Tarihi Araştırmalarında Kullanılması Hakkında Bazı Düşünceler", s. 434-437 ile K. Çiçek, 1995, a.g.e., s. 905-102'den özetlenmiştir.
9 H. İslamoğlu-İnan, 1991, a.g.e., s. 58.
10 F. Emecen, 1989 ,XVI. Asırda Manisa Kazası, s. 144, dipnot 1.
--------------------------

olmak üzere döneminde gerekli olan bütün konular için bilgi verdiklerinden; başka arşiv belgeleri mesela şeriyye sicillerine göre daha önemlidirler. Çünkü sicillerden, tahrirler gibi bütün yerleşme merkezlerine ait istatistiki bilgiler yerine sadece mahkemeye intikal eden seçme bilgiler elde edilebilmektedir.
Bu bilgiler ışığında başka hiçbir şekilde bu kadar ayrıntılı, çeşitli ve fazla bilginin bulunamayacağı tahrir defterlerindeki coğrafi verileri şu ana başlıklar altında toplamak mümkündür: 1- Doğal (Fiziki) coğrafyaya ait veriler (bu konudaki bilgiler çok sınırlı ve sistemsizdir), 2- Beşeri coğrafyaya ait veriler (özellikle yerleşme, nüfus, idari ve sosyo-kültürel coğrafya konularına ait çok kıymetli bilgiler), 3- Ekonomik coğrafyaya ait veriler (özellikle tarım, hayvancılık, sanayi ve hizmet sektörlerine ait kıymetli bilgiler), 4- Osmanlı öncesine ait veriler.

.........
Sonuç olarak; mufassal tahrir defterleri diğer konularda olduğu kadar Türkiye' nin tarihi coğrafyası için de bulunmaz kaynaklardır. Tahrirler sayesinde bir merkezin, bir bölgenin ve nihayet ülke tamamının nüfus ve yerleşme kompozisyonları görülebilir. Tek tek bütün yerleşme merkezlerinin ekonomik yapıları belirlenerek, birçok açıdan kır - şehir ayrımı yapılabilir. Bir de, aynı saha için tahrir serileri varsa şimdiye kadar bahsedilen bütün konular uzun bir dönem için açıklanabilir. Bazı eksik ve yetersiz yanlarının olması onların tarihi coğrafya çalışmalarında kullanılmalarına hiçbir şekilde engel değildir. Çünkü, bugün ülkemiz için bu kadar eski tarihlere ait ve bu kadar ayrıntılı bilgi veren başka kaynaklar neredeyse yok gibidir. Ayrıca, tahrir defterleri üzerinde yapılacak çalışmalar arttıkça, ülkemizin XVI. yüzyıl tarihi coğrafyası ortaya çıkarıldığı gibi sonraki dönemlerin tarihi coğrafyası için de iyi bir temel hazırlanmış olacaktır. Bu nedenle ülkemizin tarihi coğrafyasının ortaya çıkarılabilmesi için tahrir defterlerine dayalı çalışmaların artması en büyük dileğimizdir.

KAYNAK: XIII. TÜRK TARİH KONGRESİ, KONGREYE SUNULAN BİLDİRİLER, III. CİLT, III. KISIM, TÜRK TARİH KURUMU, 2002, ANKARA